Diğer

Bir Eğitim Araştırma Hastanesine Başvuran Obsesif-Kompulsif Bozukluk Tanılı Çocuk ve Ergenlerin Klinik ve Demografik Özellikleri

  • Sabide Duygu TUNAS
  • Zeynep GÖKER
  • Gülser DİNÇ
  • Özlem HEKİM BOZKURT
  • Esra GÜNEY
  • Özden Şükran ÜNERİ

Turk J Child Adolesc Ment Health 2016;23(2):111-124

Amaç:

Bu çalışmada Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tanılı çocuk ve ergenlerin sosyodemografi k ve klinik özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Yöntem:

Mayıs 2013-Aralık 2013 tarihleri arasında Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları polikliniğine başvuran olguların kayıtları geriye dönük incelenmiş, OKB tanılı toplam 93 olgu çalışmaya dahil edilmiştir. Olguların sosyodemografi k özellikleri, obsesyon ve kompulsiyon içerikleri, eşlik eden diğer psikiyatrik bozukluklar ve bunların sosyodemografi k özellikler ile arasındaki ilişki analiz edilmiş, p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.

Bulgular:

Örneklemin yaş ortalaması 12.0±2.9 (4-17 yaş) olarak bulunmuştur. Olguların 49’unu (%52.7) kız çocukları oluşturmaktadır. Obsesyon ve kompulsiyonlar değerlendirildiğinde, 66 (%71) olguda obsesyon ve kompulsiyonların birlikte görüldüğü saptanmıştır. En sık gözlenen obsesyonların fi ziksel zarar verme, zarar görme ya da saldırganlık (n=30, %39.8) ve bulaş, kirlenme, hastalık kapma ya da hastalanma ile uğraş (n=30, %39.8) olarak bulunmuştur. En sık görülen kompulsiyonların ise “yıkama, temizleme, belli bir düzen ile temizleme ya da kaçınma” (n=37, %39.8) kompulsiyonları olduğu saptanmıştır. Olguların %34.4’ünde OKB’ye eşlik eden dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve anksiyete bozukluğu gibi psikiyatrik bozuklukların olduğu gözlenmiştir. Tedavinin %64.6’sını (n=60) serotonin geri alım inhibitörü (SSGİ= grubu ilaçlarla monoterapi ve %25.5 (n=22)’ini kombine farmakoterapilerin oluşturduğu saptanmıştır. Farmakoterapi uygulamasını yordayan etkenler; ergen yaş grubunda olmak ve bulaş, kirlenme, hastalık kapma ya da hastalanma ile uğraş obsesyonlarının varlığı olarak belirlenmiştir.

Tartışma:

Çalışma sonuçlarına göre OKB, çocuk ve ergen yaş grubunda kız ve erkek çocuklarını eşit şekilde etkileyen, ergen yaş grubunda anlamlı olarak daha fazla görülen bir bozukluk olup tedavisinde SSGİ monoterapisi çoğu kez ilk seçenek olarak kullanılmaktadır. Çalışma bulgularının genellenebilmesi için elde edilen niteliksel ve niceliksel veriler ileriye dönük, toplum örneklemini de içeren araştırma desenleri ile ele alan yeni çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Obsesif kompulsif bozukluk, çocuk, ergen, klinik özellikler