Özgün Araştırma

Özgül Öğrenme Bozukluğunun Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğundaki Sosyal Beceriye Etkisi

10.4274/tjcamh.galenos.2019.2019.05.09

  • Nurcan Eren Şimşek
  • Nursu Çakın Memik
  • Özlem Yıldız Gündoğdu

Gönderim Tarihi: 14.05.2019 Kabul Tarihi: 29.08.2019 Turk J Child Adolesc Ment Health 2019;26(3):116-124

Amaç:

Bu araştırmada, özgül öğrenme bozukluğu (ÖÖB) eş tanısı olan ve olmayan çocuklarda, ÖÖB’nin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğundaki (DEHB) sosyal beceri düzeyi üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem:

Çalışmaya, 7-12 yaş aralığında olan, yalnızca DEHB tanısı ile takip edilen 30 çocuk ve ÖÖB eş tanısı olan (DEHB + ÖÖB) 30 çocuk dahil edilmiştir. Bu çocukların DEHB belirtileri medikal tedavi ile kontrol altına alınmıştır. Araştırmacı tarafından tüm çocuklara “Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu-Türkçe Uyarlaması” uygulanmış ve DSM-5’e göre klinik görüşme yapılarak tanı konmuştur. ÖÖB olduğu düşünülen hastalara ek olarak “özgül öğrenme güçlüğü bataryası” uygulanmıştır. Çalışmaya katılan tüm çocukların ebeveynlerine “Sosyo-demografik Bilgi Formu” ve “Sosyal Beceri Değerlendirme ölçeği (SBDÖ)” verilmiştir.

Bulgular:

Sosyal beceri toplam puan ortalaması DEHB + ÖÖB’li grupta 216,96±52,83 iken, DEHB grubunda 217±25,59 bulunmuş ve her iki grup arasında hem toplam hem de alt ölçek toplam puanlarında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0,05). Tüm hastalar değerlendirmeye alındığında (DEHB + ÖÖB ve DEHB) kız cinsiyet, yüksek anne eğitimi ve sosyal aktivite yapma durumunda SBDÖ toplam puan ortalamasının istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek olduğu görülmüştür.

Sonuç:

Çalışmamızda DEHB + ÖÖB’li grup ile DEHB’li grup arasında sosyal beceri toplam ve alt ölçek puan ortalamaları arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Bunun nedeni; hastaların eğitsel ve medikal tedavi almaları ile ilişkili olabileceği gibi, ÖÖB eş tanısının sosyal beceri açısından ek bir zorluğa yol açmamasından da olabilir.

Anahtar Kelimeler: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, özgül öğrenme bozukluğu, sosyal beceri

Giriş

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve özgül öğrenme bozukluğu (ÖÖB), çocuk psikiyatri polikliniklerinde en sık konulan tanılar arasındadır.1,2 Bu iki bozukluk, nörogelişimsel bozukluklar kapsamındadır.3 Öğrenme bozukluğu olgularının %25’inde DEHB, DEHB olgularının ise %21,7’sinde ÖÖB birlikteliği saptanmıştır.4,5 DEHB ve/veya ÖÖB tanılı çocukların sosyal becerilerinin zayıf olduğu, bu nedenle akran ve ebeveyn ilişkilerinde sorunlar yaşadıkları saptanmıştır.6-8

Sosyal beceri; bireyin, içinde bulunduğu sosyal ortama uygun şekilde, olumlu ya da olumsuz duygularını anlatabilmesi, kişisel haklarını savunabilmesi, gerektiğinde başkalarından yardım isteyebilmesi gibi diğer bireylerle sağlıklı bir iletişim kurabilmesine yardımcı olan davranışları tanımlamaktadır.9 Sosyal beceri kişinin toplum içinde yer edinmesini, aidiyet ve güven duygularını hissetmesini sağlamaktadır.10 Sosyal becerileri yetersiz olan bireyler, kişiler arası ilişkilerde, akademik-duygusal-davranışsal alanlarda, mesleki yaşamlarında sorunlar yaşayabilmektedir.11

DEHB bilişsel, akademik, ailevi ve günlük yaşam alanlarında birçok sorun yaratmaktadır. DEHB’de görülen sosyal işlev bozukluğu bu çocukların akranları tarafından dışlanmalarına, ebeveynleri ve akranları ile çatışma yaşamalarına sebep olarak, kısa ve uzun dönemde hastalığın gidişini olumsuz yönde etkilemektedir.12 Sosyal yetersizlikleri olan DEHB’li çocukların erken tanınması ortaya çıkabilecek sorunları önlemede önemlidir.13 DEHB ve sosyal beceri alanında yapılan bir çalışmada, otuz beş DEHB hastasına on iki seans sosyal beceri eğitimi verilmiştir. Eğitim sonucunda öğretmen ve ebeveynler tarafından doldurulan sosyal becerileri değerlendirme ölçeklerinde düzelme saptanmıştır. Çalışma DEHB için en iyi tedavi yönteminin ebeveyn eğitimi ve ilaç kombinasyonuna ek olarak sosyal beceri eğitiminin verilmesi olduğunu vurgulamaktadır.14 Thorkildsen 1985’te yaptığı çalışmada, sosyal beceri eksikliklerine erken dönem müdahale uygulamalarının geleceğe yönelik riskleri önlediğine vurgu yapmıştır.15

Dislektik çocukların sosyal özelliklerini araştırmak için yapılan çalışmalar, bu çocukların dislektik olmayan çocuklara göre sınıf arkadaşları tarafından daha fazla dışlandıklarını, yalnızlık ve kıskançlık duygularını daha fazla hissettiklerini, çoğu zaman kendi okulları dışında ve yaşça daha küçük çocuklarla arkadaşlık kurduklarını tespit etmiştir.16 Empati kurma, yüz ifadelerini tanıma, yardım isteme alanlarında güçlükler yaşadıkları, takdir edilmemekten ya da kendileri ile alay edilmesinden korktukları ve yetişkinlere daha bağımlı oldukları ifade edilmiştir. Sayıca fazla arkadaşları olsa bile dost edinme becerilerinin kötü olduğu, dostluk için önemli olan samimiyet, fiziksel temas ve onaylama davranışlarından kaçındıkları belirtilmiştir.6,16 Dislektik olmayan çocuklara göre zorbalığa uğrama ihtimallerinin fazla olduğu, kendilerinin hem mağdur, hem de zorba olabileceği vurgulanmaktadır.6

ÖÖB ile ilgili yapılan çalışmaların incelendiği bir araştırmada; çalışma konuları arasında sosyal beceri özelliklerine fazla yer verilmediğine ve sınırlı sayıda çalışma bulunduğuna dikkat çekilmiştir. Aynı zamanda çoğunlukla okuma alanında sorunlar yaşayan çocukların araştırma gruplarına alındığı, ÖÖB’nin diğer alanlarında sorun yaşayan çocukların da çalışmalara dahil edilmesinin önemli ve yararlı olacağı belirtilmiştir.17

Yazında yaptığımız araştırmalar sonucunda DEHB’si olan çocukların ÖÖB eş hastalanımında sosyal becerilerinin nasıl etkilendiğine dair bir araştırma bulunamamıştır. Bu nedenle üzerinde pek fazla durulmayan bu alan araştırmamızın amacını oluşturmuştur. Yaygın olarak görülen DEHB ve ÖÖB’nin sosyal beceri düzeyine etkisini bilmek eğitimin şekillendirilmesi, tedavi müdahalelerinin düzenlenmesi, aileye verilecek önerilerin biçimlendirilmesi açısından önemli veriler sağlayacaktır. Bu araştırmada, ÖÖB eş tanılı DEHB’li çocukların ÖÖB eş tanısı olmayan DEHB’li çocuklarla, sosyal beceri düzeyleri ve sosyal beceri alt grupları açısından karşılaştırılması ve ÖÖB’nin öğrenme ve okul becerileri dışında sosyal beceri üzerine olan etkisinin de araştırılması amaçlanmıştır.


Gereç ve Yöntem


Örneklem

 Çalışmaya alınan çocuklar Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı Polikliniği’nde ayaktan takip edilen çocuklar arasından seçilmiştir. Çalışma Ekim 2016 ile Aralık 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. DEHB + ÖÖB grubu DSM-5 tanı ölçütlerine göre DEHB ve ÖÖB tanıları ile takip edilmekte olan, DEHB belirtileri medikal tedavi ile kontrol altında olan, 7-12 yaş grubundaki, klinik olarak zeka geriliği olmayan, otizm spektrum bozukluğu ve/veya tanı alacak düzeyde ek psikiyatrik bozukluğu olmayan 30 çocuktan oluşmuştur. DEHB grubuna klinik olarak zeka geriliği olmayan, eş zamanlı olarak otizm spektrum bozukluğu ve/veya tanı alacak düzeyde ek psikiyatrik bozukluğu olmayan, DEHB tanısı ile takip edilmekte olan ve medikal tedavi ile DEHB belirtileri kontrol altında olan ve ÖÖB eş tanısı olmayan 30 çocuk dahil edilmiştir.

Araştırmaya katılan her iki gruptaki çocuklar ve aileleri çalışma hakkında bilgilendirilmiş, hem çocuktan hem de ailelerinden onam alınmış, ebeveynlerine onam formu imzalatılmıştır. 2016/283 karar no ve 2016/238 proje numaralı etik kurul onayı, 21.09.2016 tarihinde Kocaeli Üniversitesi Araştırma Etik Kurulu’ndan alınmıştır.


Yöntem

Genel psikiyatrik değerlendirmenin yapılması ve olası psikiyatrik tanıların saptanması için araştırmacı tarafından çocuklara ve ebeveynlerine Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu- Türkçe Uyarlaması (ÇDŞG-ŞY-T) uygulanmıştır. Yapılan görüşmelerde ÇDŞG-ŞY-T ile taranamayan tanılar, araştırmacının DSM-5 tanı ölçütlerine dayalı klinik görüşü ile değerlendirilmiştir. ÖÖB tanısı düşünülen hastalara ek olarak “özgül öğrenme güçlüğü bataryası” uygulanmıştır. Çalışmaya katılan tüm çocukların ebeveynlerine “Sosyo-demografik Bilgi Formu” ve “Sosyal Beceri Değerlendirme ölçeği (SBDÖ)” verilmiştir.


Veri Toplama Araçları

Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu-Türkçe Uyarlaması

Olası eş tanıları taramak için çocuk ve ebeveynlere ÇDŞG-ŞY-T uygulanmıştır. ÇDŞG-ŞY-T, DSM-3-R ve DSM-IV tanı ölçütlerine göre çocuk ve ergenlere psikiyatrik tanı koymak için geçerli ve güvenilir bir tanı aracıdır.18 ÇDŞG-ŞY-T yarı yapılandırılmış bir görüşme olup, negatif semptomlu şizofreni ve ÖÖB dışında birçok psikiyatrik bozukluğu taramaktadır. Tarama skorları ve tanı açısından, değerlendiriciler arası uyum %93-100 olarak bulunmuştur. Testin yeniden test güvenilirliği için kappa katsayısı çeşitli tanılar için 0,63-1,00 aralığındadır. Türkçe uyarlaması, geçerlik ve güvenirlik çalışması Gökler ve ark.19 tarafından 2004 yılında yapılmıştır.


Özgül Öğrenme Güçlüğü Bataryası

1993 yılında Görker ve ark.’ın14 kullandığı batarya daha sonraki çalışmalarda yeni testler eklenerek genişletilmiştir. Genişletilmiş haliyle batarya 9 testten oluşmaktadır. Bunlar okuma testi, yazma testi, alfabenin harfleri, sınıf düzeyine göre toplama ve çarpım tablosu soruları, aylar ve günler ile öncelik-sonralık ilişkilerinin sorgulanması, Gessel şekilleri, saat çizme testi, Head sağ-sol ayırt etme testi, Harris lateralleşme testidir.20


Sosyo-demografik Bilgi Formu

Araştırmacı tarafından hazırlanan bu form çocuğun ebeveynleri tarafından doldurulmuştur. Hastanın adı soyadı, doğum tarihi, doğum yeri, adresi, anne, baba ve kardeşlere ait bilgiler, gelişim öyküleri, tıbbi öykü, okul öncesi eğitim ve süresi, okuma-yazmaya geçiş zamanı, düzenli aktivitesinin olup olmadığı sorgulanmıştır.


Sosyal Beceri Değerlendirme Ölçeği

Ölçek, 7 ile 12 yaşlarındaki çocukların sahip olması gereken sosyal becerileri sorgulayan soruları içermektedir. Ölçekte 69 madde ve 12 alt ölçek bulunmaktadır. Temel sosyal beceriler, temel konuşma becerileri, ileri konuşma becerileri, ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerileri, grupla iş yapma becerileri, duygusal beceriler, kendini kontrol etme becerileri, saldırgan davranışlarla başa çıkma becerileri, sonuçları kabul etme becerileri, yönerge verme becerileri ve bilişsel beceriler ölçeğin alt gruplarıdır. Beşli dereceleme şeklinde oluşturulmuş likert tipi bir ölçektir. Maddelerin tamamı olumludur. Ölçekte alınabilecek en düşük puan 69 ve en yüksek puan 345’tir. Ölçeğin kesme puanı olmayıp, ölçekten alınan puanın yüksek olması sosyal becerilerin iyi olması olarak yorumlanmaktadır. Ölçeğin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışması, 2005 yılında 7-12 yaş aralığındaki çocuklar için yapılmıştır. Ölçeğin güvenirliği, Cronbach alfa katsayısı hesaplanarak test edilmiştir (r=0,97).11 Ölçek çocuğun ebeveynleri tarafından doldurulmuştur.


İstatistiksel Analiz

Veriler, Sosyal Bilimler için İstatistik Paket Programı 20.0 (Statistical Program for Social Sciences-SPSS for Windows, 20.0) kullanılarak analiz edilmiştir. Olgulara ait değişkenlerin (sayısal veriler) normal dağılıma uygunluk testi Kolmogorov-Smirnov testi ile değerlendirilmiştir. Normal dağılım gösteren sayısal değişkenler ortalama +/- standart sapma, normal dağılım göstermeyen sayısal değişkenler ise medyan (25. persantil-75. persantil) olarak verilmiştir. Normal dağılım gösteren sayısal değişkenler için gruplar arasındaki farklılık Student’s t-testi, tek yönlü varyans analizi ve Tukey çoklu karşılaştırma testi ile; normal dağılım göstermeyen sayısal değişkenler için ise gruplar arasındaki farklılık Mann-Whitney U testi, Kruskal Wallis tek yönlü varyans analizi ve Dunn’s çoklu karşılaştırma testi ile belirlenmiştir. Kategorik değişkenler arasındaki ilişkileri belirlemek için Fisher’s exact ki-kare analizi kullanılmıştır. P<0,05 değeri istatistiksel olarak önemlilik için yeterli kabul edilmiştir.


Bulgular

Çalışmaya 22’si (%36,7) kız, 38’i (%63,3) erkek toplam 60 hasta alınmıştır. DEHB+ÖÖB grubundaki 30 hastanın 11’i (%36,7) kız, 19’u (%63,3) erkektir. DEHB grubundaki 30 hastanın da 11’i (%36,7) kız, 19’u (%63,3) erkektir. Gruplar arasında cinsiyete göre dağılım farklı bulunmamıştır (p=1). Çalışmaya katılan hastaların yaş aralıkları 7-12 olup, DEHB + ÖÖB grubunda ortalama yaş 9,38±1,15, DEHB grubunda ise 9,70±2,15 bulunmuştur. Gruplar arasında yaş ortalamaları açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır (p=0,48). Gruplar cinsiyet, kardeş sayısı, fiziksel ve ek ruhsal hastalık varlığı, düzenli sosyal aktivite ve ilaç kullanımı alanlarında benzerlik göstermiştir. Katılımcıların sosyo-demografik özellikleri Tablo 1’de özetlenmiştir. Olguların ilk kelime ve cümle kurduğu, tuvalet eğitimi aldığı ve yürümeye başladığı ayların ortalaması DEHB + ÖÖB grubunda daha geç olmakla birlikte istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05). Her iki grupta da okul öncesi eğitim alma açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05). DEHB + ÖÖB grubunda okumaya ve yazmaya geçiş sürelerinin DEHB grubuna oranla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha geç olduğu saptanmıştır (p<0,001). Grupların okul öncesi eğitim alma durumları ve okumaya ve yazmaya geçiş süreleri Tablo 1’de gösterilmiştir. Gruplar arasında anne-baba yaşı, aile yapısı, aile gelir düzeyi, anne-babaların eğitim düzeyi, çalışma durumları ve fiziksel ve ruhsal hastalık varlığı benzerlik göstermiştir (p>0,05) (Tablo 1).

Sosyal beceri puan ortalaması DEHB + ÖÖB grubunda 216,96 ±52,83, DEHB grubunda ise 217,66±25,59 bulunmuştur. SBDÖ alt test ve toplam puan ortalamaları Tablo 2’de gösterilmiştir. Gruplar arasında SBDÖ alt test ve tüm ölçek puanları açısından anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05). Araştırmaya katılan tüm çocukların cinsiyete göre SBDÖ toplam ve alt test puan ortalamaları Tablo 3’te gösterilmiştir. Tüm çocuklar değerlendirmeye alındığında (DEHB + ÖÖB ve DEHB) ilişkiyi sürdürme ve duygusal beceri puan ortalamaları kız çocuklarında erkek çocuklara oranla daha yüksek bulunmuştur (p=0,03/p=0,01). Tüm çocuklar değerlendirmeye alındığında (DEHB + ÖÖB ve DEHB) annenin eğitim düzeyi ilkokul olan çocukların temel sosyal beceri, konuşmayı başlatma ve sürdürme becerileri puan ortalamaları annesi ortaokul, lise ve üniversite mezunu olan çocuklara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük saptanmıştır (p<0,001) (Tablo 3).

Tüm çocuklar değerlendirildiğinde düzenli sosyal aktivite yapan çocuklarda, genel grupta toplam sosyal beceri (232,50±41,05) ve grupla iş yapabilme beceri puan ortalamaları (26,30±5,44) aktivite yapmayanların toplam sosyal beceri (209,72±39,55) ve grupla iş yapabilme beceri puan ortalamalarına (22,40±5,94) oranla daha yüksek bulunmuştur (p=0,04/ p=0,03).


Tartışma

Bu çalışmada Kocaeli Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalı’nda, DEHB ile birlikte ÖÖB ve yalnızca DEHB tanısı ile takip edilmekte olan, yaşları 7-12 arasında bulunan çocukların sosyal beceri düzeyleri ve ÖÖB’nin DEHB’deki sosyal beceri düzeyi üzerine etkisi araştırılmıştır. Gruplar, yaş ve cinsiyet açısından karşılaştırıldığında bir farkın olmadığı, cinsiyet özellikleri açısından bakıldığında her iki grupta da erkeklerin sayısının fazla olduğu görülmüştür. Bu bulgu DEHB ve ÖÖB’nin erkeklerde daha sık görüldüğü bilgisi ile uyumludur.21,22 Pek çok klinik çalışma, hiperaktivite, impulsivite, dışsallaştırıcı davranış problemleri ile okuma ve yazma alanında öğrenme bozukluğu belirtilerinin erkeklerde daha sık olduğunu bildirmektedir.23,24 DEHB + ÖÖB grubu ile DEHB grubunun gelişim basamaklarını kazanma süreleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı olmasa da fark bulunmaktadır. DEHB + ÖÖB’li hastaların ilk kelime ve cümle kurma, tuvalet eğitimi alma ve yürümeye başlama sürelerinin DEHB grubunda bulunan çocuklardan daha geç olduğu saptanmıştır. ÖÖB’li çocuklarda konuşmanın gecikebileceği, sözcük dağarcığı düzeylerinin yaşlarına uygun olmadığı, sözcükleri doğru telaffuz etmekte ve düzgün cümle kurmakta zorlandıkları, ince-kaba motor beceriler ve koordinasyon sorunları nedeniyle erken dönemde motor, konuşma ve dil kazanımında gecikmelerin olabileceği bilinmektedir.22,25 Bizim çalışmamızda da ÖÖB olan grupta bu gecikmelerin olduğu görülmüştür. Gruplar arasında okumaya ve yazmaya geçiş sürelerine bakıldığında, DEHB + ÖÖB grubunun okuma ve yazmaya geçiş süreleri anlamlı olarak DEHB grubundaki çocuklara göre geç olmuştur. DEHB grubundaki çocukların %86,7’si birinci sınıfın ilk dönemi okuma ve yazmaya geçerken, DEHB + ÖÖB’si olan grupta birinci sınıfın ilk döneminde okumaya ve yazmaya geçenlerin oranı %32,1’dir. DEHB + ÖÖB’li gruptaki çocukların %28,6’sının birinci sınıfın ikinci döneminde, %39,3’ünün ikinci sınıfta okuma ve yazmaya geçtiği saptanmıştır. ÖÖB eğitim ile yakından ilişkili bir bozukluktur. Bu nedenle tanı sıklıkla ilköğretim döneminde konmaktadır.26 Öğrenme bozukluğu olgularının %80’ini okuma bozukluğu, %4’ünü de yazılı anlatım bozukluğu olgularının oluşturduğu bildirilmektedir.25-27 Çalışmamızda da ÖBB’nin DEHB’den bağımsız bir biçimde okuma yazmayı geciktirdiği görülmüştür.

Gruplar arasında ebeveyn yaş ortalaması, anne-baba eğitim durumu, anne-baba çalışma durumu, aile yapısı, aile aylık gelir düzeyi, ebeveyn çalışma durumu, fiziksel ve ruhsal hastalık varlığı değişkenlerinde anlamlı fark bulunmamıştır. Daha önceki çalışmalar ÖÖB tanısı olan çocukların anne-babalarının sosyo-demografik verilerinin kontrol grupları ile farklı olmadığını, bu sonucun olguların ilgi ve yardım yoksunluğundan dolayı akademik alanda başarısızlık yaşıyor olma olasılığını dışlayıcı nitelikte olduğunu bildirmektedir.28,29 Çalışmamızda sosyo-demografik verilerle ilgili farklılığın olmaması daha önceki çalışmalar ile uyumludur.

Örneklemin sosyal beceri düzeyini değerlendirmek için Sosyal Beceri Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin toplam ve alt faktör puanları gruplar arasında değerlendirilmiştir. Ölçeğin “temel sosyal beceri”, “temel konuşma becerisi”, “ileri konuşma becerisi”, “ilişkiyi başlatma becerisi”, “ilişkiyi sürdürme becerisi”, “grupla iş yapma becerisi”, “duygusal beceriler”, “kendini kontrol etme becerileri”, “sorunlu davranışla başa çıkma becerileri”, “sonuçları kabul etme becerileri”, “yönerge verme becerileri”, “bilişsel beceriler” şeklinde alt faktörleri vardır. DEHB + ÖÖB’li grupta toplam sosyal beceri düzeyi 216,96±52,83, DEHB grubunda ise toplam sosyal beceri düzeyi 217±25,59 olarak bulunmuştur. Çalışmaya DEHB’ye ÖÖB’nin eşlik etmesinin çocukların sosyal becerilerini olumsuz etkilediği hipotezi ile başlanmıştır. Ancak çalışmamızda gruplar arasında sosyal beceri toplam ve alt test ortalama puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. DEHB tanılı çocukların sosyal becerilerinin araştırıldığı bir çalışmada, DEHB grubunun sosyal beceri toplam puan ortalaması 200,25 olarak hesaplanmış; grubun yönerge verme becerileri dışında SBDÖ toplam ve diğer alt test puanları kontrol grubundan anlamlı derecede düşük bulunmuştur.30 Solanto ve ark.’nın31 bileşik tip ve dikkat eksikliği ön planda olan DEHB tanılı çocuklarla yaptığı araştırmada, her iki grupta sosyal beceriler düşük saptanmakla birlikte öğretmenler dikkat eksikliği ön planda olan çocukların haklarını daha az savunduklarını, bileşik tip olanların ise kendilerini kontrol becerilerinin daha düşük olduğunu bildirmişlerdir. Çalışmamızda karşılaştırılan her iki grubun da DEHB hastalarından oluştuğu düşünüldüğünde, sosyal becerilerin DEHB nedeniyle olumsuz etkilenmiş olabileceği ve ÖÖB komorbiditesinin sosyal beceri açısından ek bir bozukluğa yol açmayabileceği akla gelmiştir. Takip sürecinde yapılandırılmış sosyal beceri eğitimi programı uygulanmaksızın, ailelere ve çocuklara ÖÖB ile ilgili öneriler verilmesinin, klinik takiplerde çocukların yaşadıkları sorunlara yönelik baş edebilme becerileri üzerine destek almalarının ve ailelerin kurumumuzda düzenlenen aile eğitimi programlarına katılıyor olmalarının aile içi sorunları azalttığı, bu durumun da sosyal beceri düzeyini etkilediği düşünülmüştür.

Çalışmamızda ilişkiyi sürdürme ve duygusal beceri ortalama puanları genel grupta kızlarda erkeklere oranla anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Cinsiyet değişkeni açısından sosyal becerilerin incelendiği bir çalışmada, kızların daha çok olumlu sosyal davranışlara sahip olduğu, erkeklerin daha çok saldırgan davranışlar gösterdikleri saptanmıştır.32 Ebeveynlerin çocuklarını yetiştirirken çocukların cinsiyetine yönelik farklı tutumlar göstermelerinin, çocukların sosyal becerilerini etkilediği görülmüştür. Annelerin kız çocuklarıyla etkileşimde daha çok akran yönelimli etkinlikleri seçtikleri ve ahlaki değerleri önemsedikleri, erkek çocuklarında ise gelişimsel özelliklere odaklandıkları saptanmıştır.33,34 Chaplin35 2005’te yaptığı çalışmada, babaların kızlarının boyun eğici, oğullarının uyumsuz davranışlarına dikkat ettiklerini ve bu dikkatin sonraki yıllarda kızların boyun eğici, erkeklerin uyumsuz davranışlarını arttırdığı saptamıştır. Mercurio’nun36 2003’te yaptığı çalışmada, erkek çocuklarının yetiştirilme tarzından dolayı duygusal olgunluklarının düşük olduğu belirtilmektedir. Bizim çalışmamızda da sosyal beceri puanlarının genel grupta kız çocuklarında daha yüksek olması yazın ile uyumludur.

Çalışmamızda, genel grupta çocukların temel sosyal beceri puan ortalamaları, temel konuşma becerileri puan ortalamaları, ileri konuşma becerileri puan ortalamaları annesinin eğitim düzeyi ilkokul olanlarda ortaokul, lise ve üniversite olanlara göre anlamlı olarak düşük bulunmuştur. Baran37 1989’da yaptığı çalışmada annenin öğrenim düzeyi düştükçe davranış problemlerinin arttığı sonucuna ulaşmıştır. Karaca ve ark.’ının38 yaptığı çalışmada, annesi üniversite mezunu olan çocukların hem iş birliği yapmada hem de sosyal ilişkilerde ortalama puanlarının daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Bizim çalışmamızın sonuçları da yazın ile benzerdir. Bu sonuç, eğitim düzeyi ilkokul düzeyinde olan annelerin kelime düzeylerinin ve ifade becerilerinin kısıtlı olabildiğini, bu durumun çocuğun dil ve konuşma becerilerini etkilediğini, bu nedenle annesi ilkokul mezunu olan çocukların konuşmayı başlatma ve sürdürme becerilerinin diğer çocuklara göre daha geri olduğunu düşündürmüştür.

Çalışmamızda düzenli sosyal aktivite yapan çocukların toplam sosyal beceri puanları ve grupla iş yapabilme beceri puanları, sosyal aktivitesi olmayan çocuklara göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Kara ve Çam29, doğaçlama, rol oynama, tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlanılarak hazırladıkları yaratıcı drama yönteminin, çocukların grupla iş yapma ve yürütme becerileri, ilişkiyi başlatma ve sürdürme becerileri ile kendini kontrol etme becerileri üzerine etkili olduğunu göstermişlerdir. Altıncı ve yedinci sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada çocukların bedensel aktivite yoluyla kendilerine olan güvenlerinin arttığı, kendilerine çevre bulmak ve oluşturmak için diğer arkadaşlarını davet ettikleri ve daha girişken oldukları saptanmıştır.40 Allison ve ark.’nın41 1999’da yaptığı çalışmada, 9-11 yaşları arasında olan öğrencilerin fiziksel aktiviteye katılmaları, beden eğitimi dersleri, diğer okullarla olan aktiviteleri, engellerin farkında olma ve aşabilme durumları, okul dışındaki faaliyetleri ile sosyal yetkinlik beklentisi arasındaki ilişki incelenmiş ve fiziksel aktiviteye katılım ile sosyal yetkinlik beklentisi arasında anlamlı bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Bizim çalışmamızda da genel grupta toplam sosyal beceri ve grupla iş yapabilme toplam puan ortalamalarının sosyal aktivite yapan çocuklarda yapmayanlara oranla daha yüksek olduğu saptanmış olup sonuç daha önceden yapılmış olan çalışmalarla benzerdir.


Çalışmanın Kısıtlılıkları

Yaptığımız araştırmada DEHB ve ÖÖB’nin alt tiplerinin değerlendirmeye alınmamış olması, var olan bozukluğun şiddetinin ölçülmemiş olması, sağlıklı bir grup ile karşılaştırmanın yapılmamış olması, yeni tanı konan, henüz tedavi almamış olan hastaların çalışmaya dahil edilmemiş olması çalışmamızın sınırlıklarını oluşturmaktadır.


Sonuç

Bu çalışma tüm hastalar değerlendirmeye alındığında (DEHB + ÖÖB ve DEHB) sosyal beceri düzeylerinin cinsiyet, anne eğitim durumu ve sosyal aktivite değişkenlerinden etkilenebileceğini; ancak DEHB + ÖÖB’li grup ile DEHB’li grup arasında sosyal beceri toplam ve alt ölçek puanları arasında anlamlı farkın olmadığını göstermiştir. Belirtilmiş olan sınırlıkların giderilmiş olduğu daha geniş gruplarla yapılacak çalışmalar, ÖÖB’nin sosyal beceri düzeyleri üzerine etkisi ile ilgili bilgimizin artmasına yardımcı olacaktır.

Etik

Etik Kurul Onayı: 2016/283 karar no ve 2016/238 proje numaralı etik kurul onayı, 21.09.2016 tarihinde Kocaeli Üniversitesi Araştırma Etik Kurulu’ndan alınmıştır.

Hasta Onayı: Araştırmaya katılan her iki gruptaki çocuklar ve aileleri çalışma hakkında bilgilendirilmiş, hem çocuktan hem de ailelerinden onam alınmış, ebeveynlerine onam formu imzalatılmıştır.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu ve editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.

Yazarlık Katkıları

Konsept: N.E.Ş., N.Ç.M., Ö.Y.G., Dizayn: N.E.Ş., N.Ç.M., Ö.Y.G., Veri Toplama veya İşleme: N.E.Ş., N.Ç.M., Ö.Y.G., Analiz veya Yorumlama: N.E.Ş., N.Ç.M., Ö.Y.G., Literatür Arama: N.E.Ş., N.Ç.M., Ö.Y.G., Yazan: N.E.Ş., N.Ç.M., Ö.Y.G.,

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.


Resimler

  1. Aras Ş, Ünlü G, Varol Taş F. Çocuk ve ergen psikiyatri polikliniğine başvuran hastalarda belirtiler, tanılar ve tanıya yönelik incelemeler. J Clin Psy. 2007;10:28-37.
  2. Görker I, Korkmazlar Ü, Durukan M, Aydoğdu A. Çocuk ve ergen polikliniğine başvuran ergenlerde belirti ve tanı dağılımı. Klin Psikiyatr. 2004;7:103-110.
  3. Silver CH, Ruff RM, Iverson GL, Barth JT, Broshek DK, Bush SS, Koffler SP, Reynolds CR. Learning disabilities: the need for neuropsychological evaluation. NAN Policy and Planning Comittee. Arch Clin Neuropsychol. 2007;23:217-219.
  4. Bilgiç A, Kılıç BG, Gürkan K, Aysev A. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı konulan bir klinik örneklemde yıkıcı davranış bozuklukları ve özgül öğrenme bozuklukları. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derg. 2006;13:54-59.
  5. Erman Ö. Öğrenme bozukluğu ve aşırı hareketlilik bozukluğu olgularının nörofizyolojik ve nöropsikolojik yöntemlerle incelenmesi. 1997.
  6. Ghisi M, Bottesi G, Re AM, Cerea S, Mammarella IC. Socioemotional Features and Resilience in İtalian University Students with and without Dyslexia. Front Psychol. 2016;7:478.
  7. Shea B, Wiener J. Social Exile: the cycle of peer victmization for boys with ADHD. Can J Sch Psychol. 2003;18:55-90.
  8. Treuting JJ, Hinshaw SP. Depression and self-esteem in boys with attention-deficit/hyperactivity disorder: associations with comorbid aggression and explanatory attributional mechanisms. J Abnorm Child Psychol. 2001;29:23-39.
  9. Sorias O. Sosyal beceriler ve değerlendirme yöntemleri. Psikol Derg. 1986;5:24-29.
  10. Korkut F. İletişim becerileri eğitiminin lise öğrencilerinin iletişim becerilerini değerlendirmelerine etkisi. 3P Derg. 1996;4:191-198.
  11. Akçamete G, Avcıoğlu H. Sosyal becerileri değerlendirme ölçeğinin (7-12 yaş) geçerlik ve güvenirlik çalışması. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 2005;5:61-77.
  12. Nijmeijer JS,  Minderaa RB, Buitelaar JK, Mulligan A, Hartman CA, Hoekstra PJ. Attention-deficit/hyperactivity disorder and social dysfunctioning. Clin Psychol Rev. 2008;28:692-708.
  13. Pennington BF, Van Orden GC, Smith SD, Green PA, Haith PP. Phonological processing skills and deficits in adult dyslexics. Child Dev Dec. 1990;61:1753-1778.
  14. Frankel F, Myatt R, Cantwell DP, Feinberg DT. Parent-assisted transfer of children’s social skills training: effects on children with and without attention-deficit hyperactivity disorder. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 1997;36:1056-1064.
  15. Thorkildsen R. Using an interactive videodisc program to teach social skills to handicapped children. Am Ann Deaf. 1985;140:383-385.
  16. Wiener J. Do peer relationships foster behavioral adjustment in children with learning disabilities? Learn Disabil Q. 2004;27:21-30.
  17. Özkardeş Güngörmüş O. Türkiye’de özel öğrenme güçlüğüne ilişkin yapılan araştırmaların betimsel analizi. Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Derg. 2012;30:124-153.
  18. Kaufman J, Birmaher B, Brent D Rao U, Flynn C, Moreci P, Williamson D, Ryan N. Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School-Age Children-Present and Lifetime Version (K-SADS-PL): initial reliability and validity data. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 1997;36:980-988.
  19. Gökler B, Ünal F, Pehlivantürk B, Kültür Çengel E, Akdemir D, Taner Y. Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli-Türkçe Uyarlamasının Geçerlik ve Güvenirliliği. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derg. 2004;11:109-116.
  20. Turgut S, Erdem G, Karakaş S. Özgül Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) birlikteliği ve kontrol gruplarının ÖÖG bataryası ile belirlenen profilleri. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derg. 2010;17:13-25.
  21. Ercan ES, Mukaddes N, Yankı Y ve ark. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu. In: Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları. ed: Ercan ES. Ankara: Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği; 2016;33-55.
  22. Kılıç BG. Özgül Öğrenme Bozukluğu. In:Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları. ed : Akay AP, Ercan ES, Ankara: Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği; 2016;87-94.
  23. Biederman J Mick E, Faraone SV, Braaten E, Doyle A, Spencer T, Wilens TE, Frazier E, Johnson MA. Influence of gender on attention deficit hyperactivity disorder in children referred to a psychiatric clinic. Am J Psychiatry 2002;159:36-42.
  24. Newcorn J, Halperin J, Jensen PS Abikoff HB, Arnold LE, Cantwell DP, Conners CK, Elliott GR, Epstein JN, Greenhill LL, Hechtman L, Hinshaw SP, Hoza B, Kraemer HC, Pelham WE, Severe JB, Swanson JM, Wells KC, Wigal T, Vitiello B. Symptom profiles in children with ADHD: effects of comorbidity and gender. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 2001;40:137-146.
  25. Sürücü Ö, Gündoğdu B. Öğrenme Bozuklukları. In: Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı. ed: Çetin FÇ. Ankara: Hekimler Yayın Birliği; 2008;216-229.
  26. Silver LB. Developmental Learning Disorder, Child and Adolescent Psychiatry A Comprehensive Textbook. M Lewis (Ed), Baltimore, Williams &Wilkins. 1996;520-526.
  27. Shaywitz SE, Shaywitz BA, Fletcher JM Escobar MD. Prevalence of reading disability in boys and girls. Results of the Connecticut Longitudinal Study. JAMA. 1990;264:998-1002.
  28. Koçkar İ, Aydın Z. Ebeveyn kabul ve reddi, benlik saygısı ve psikolojik uyum: öğrenme güçlüğü olan çocuklarla diyabetik çocukların karşılaştırılması. Yayınlanmamış doktora tezi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara. 2006.
  29. Turgut S. Özgül öğrenme güçlüğü’nde nöropsikolojik profil. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara. 2008.
  30. Büyükaslan A. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan ilköğretim çocuklarında duygusal zeka ile sosyal beceri bileşenlerinin değerlendirilmesi. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Anabilim Dalı. (Yayınlanmamış uzmanlık tezi) İstanbul. 2015.
  31. Solanto MV Pope-Boyd SA, Tryon WW, Stepak B. Social functioning in predominantly inattentive and combined subtypes of children with ADHD. Journal Atten Disord. 2009;13:27-35.
  32. Phillipsen LC, Bridges KS, McLemore G. Saponaro LA. Perceptions of social behavior and peer acceptance in kindergarten. Journal of Research in Childhood Education. 1999;14:68-77.
  33. Park SY, Cheah CSL. Korean mothers’ proactive socialization beliefs regarding preschoolers’ social skills. International Journal of Behavioral Development. 2005;29:24-34.
  34. Susan M. McHale, Ann C. Crouter, Kristina Kupanoff Parents’ involvement in adolescents’ peer relationships: a comparison of mothers’ and fathers’ roles. Journal of Marriage and Family, 2001;63:655-668.
  35. Chaplin TM, Cole PM, Zahn-Waxler C. Parental socialization of emotion expression: gender differences and relations to child adjustment. Emotion. 2005;5:80-88.
  36. Mercurio CM. Guiding boys in theearly years to lead healthy emotion allives. Early Childhood Education Journal. 2003;30:255-258.
  37. Baran G. On yaş çocuklarında davranış bozuklukları ile benlik kavramının gelişimi arasındaki ilişki üzerine bir çalışma. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Ev Ekonomisi Ana Bilim Dalı. Yüksek lisans tezi. Ankara. 1989.
  38. Karaca NH, Gündüz A, Aral N. Okul öncesi dönem çocuklarının sosyal davranışının incelenmesi. Kuramsal Eğitim Bilim. 2011;4:65-76.
  39. Kara Y, Çam F. Yaratıcı drama yönteminin bazı sosyal becerilerin kazandırılmasına etkisi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 2007;32:145-155.
  40. Ryan GJ, Dzewaltowski DA. Comparing the relationship between different types of self-efficacy and physical activity in youth. Health Educ Behav. 2002;29:49-504.
  41. Allison KR, Dwyer JJ, Makin S. Self-efficacy and participation in vigorous physical activity by high school students. Health Educ Behav. 1999;26:12-24.