Diğer

DEPRESYONU OLAN VE OLMAYAN GENÇ KIZLAR VE ANNELERİNDEKİ ADET ÖNCESİ YAKINMALARIN KARŞILAŞTIRILMASI*

  • Fisun Akdeniz
  • Saniye Korkmaz
  • Müge Tamar
  • Burcu Beker

Turk J Child Adolesc Ment Health 2002;9(1):16-22

Amaç:

Bu çalışmada depresyonu olan genç kızlarla depresyonu olmayan genç kızlarda adet öncesi yakınmaların şiddetini ve profilini, ve aynca annelerdeki ve kızlarındaki adet öncesi duygusal, davranış ve fiziksel yakınma dalgalanmalarının ilişkisini araştırmak amaçlanmıştır.

Yöntem:

Hasta grubunu majör depresif bozukluk tanısı konmuş ve en az iki yıldır düzenli adet gören 15-18 yaşlan arasındaki 20 genç kız ve kontrol grubunu da hiçbir fiziksel ve ruhsal yakınması olmayan 17 genç kız oluşturmuştur. Adet öncesi duygusal, davranış ve fiziksel belirtilerini geriye dönük olarak sorgulayan Premenstrüel Değerlendirme Formu (PDF) ve depresyon belirtilerinin şiddetini belirlemek için de Beck Depresyon Envanteri (BDE) kullanılmıştır. Genç kızların ve annelerinin adet döngüsü bilgileri ve annelerin tıbbi ve ruhsal hastalık varlığı derlenmiştir.

Bulgular:

Araştırma ve kontrol grubunu oluşturan kızlar arasında sosyodemograiik veriler açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur. Hasta grubunda daha fazla kız dismenoreden yakındığı ve daha fazla okula devamsızlık yaptığı halde iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur. Depresyon grubu genç kızlarla kontrol grubu genç kızlar arasında PDF toplam puanlarında ve PDF’nun bazı alt ölçeklerinde (depresyon ile ilişkili) istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Depresyon grubu genç kızlarla anneleri arasında PDF toplam puanları ve bazı alt ölçekler arasında istatistiksel anlamlı farklılıklar gözlenirken kontrol grubu genç kızlar ile annelerinin PDF toplam puanları ve alt ölçekleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır.

Tartışma:

Depresyonu olan ergenler premenstrüel dönemde daha fazla yakınmaları olduğunu belirtmişlerdir. Bu sonuç depresif ergenlerin daha fazla premenstrüel yakınma yaşadığı şeklinde yorumlanabilir. Ancak depresif bireylerin olumsuz bilişleri nedeniyle özbildirim ölçeğini doldururken olumsuz cümlelerden daha fazla etkilendiği bilinmektedir. Bu sonuçlarla depresyon tamlı bireylerde premenstrüel belirtilerin varlığını ve şiddetini belirlemek için geriye dönük ölçekler yerine ileriye dönük formların kullanılmasının uygun olacağı söylenebilir.

Anahtar Kelimeler: Depresyon, premenstrüel sendrom, ergenlik