Özgün Araştırma

Üniversite Öğrencilerinde Akademik Erteleme ve Yordayıcıların Değerlendirilmesi

10.4274/tjcamh.galenos.2021.29484

  • Ahmet Topuzoğlu
  • Furkan Özel
  • Zeynep Meral
  • İbrahim İnci
  • Mehmet Akif Ülgen
  • Sena Özge Aslan

Gönderim Tarihi: 24.04.2021 Kabul Tarihi: 22.06.2021 Turk J Child Adolesc Ment Health 2022;29(3):146-151

Amaç:

Erteleme davranışı, olumsuz sonuçları olabileceğinin bilinmesine rağmen bir eyleme başlamayı ya da eylemi bitirmeyi geciktirmektir. Erteleme davranışı bireylerde kaygı ve rahatsızlıklara sebep olarak günlük yaşam kalitesini bozabilmektedir. Ertelemenin bir alt türü olarak akademik erteleme, özellikle öğrenciler arasında yaygındır. Bu çalışmanın amacı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri arasında erteleme davranışı gösterenlerin ortalama erteleme skorunu ve öğrencilerin genel ağırlıklı not ortalamasına (GANO) etkisini araştırmak ve bireylerin kişilik özellikleri ile erteleme davranışının ilişkisini değerlendirmektir.

Gereç ve Yöntem:

Çalışmamızda, katılımcılara 12 adet sosyodemografik soru, Tuckman akademik erteleme ölçeği (TAEÖ), Rosenberg Öz Saygı ölçeği ve Hewitt ve Flett çok boyutlu mükemmeliyetçilik ölçeğini (HFMÖ) içeren sorular çevrimiçi olarak sorulmuştur.

Bulgular:

Araştırmaya, 1’den 6’ya kadar tüm sınıflardan 227 öğrenci katılmıştır. Katılımcıların %62,1’i kadınlardan oluşmaktadır. Fiziksel aktivite alışkanlığı olanların akademik erteleme davranışı daha az görülmüştür (p=0,012). Geliri yetersiz olanların sosyal odaklı mükemmeliyetçiliği daha fazla görülmüştür (p=0,033). Psikiyatrik hastalık tanısı almış katılımcıların, TAEÖ ve HFMÖ arasında da istatiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0,05).

Sonuç:

Sosyal odaklı mükemmeliyetçiliği yüksek olan katılımcıların daha fazla akademik erteleme davranışı sergiledikleri ortaya konmuştur. Öz saygı seviyesi düşük olan öğrencilerin daha çok akademik erteleme davranışı gösterdikleri ve sosyal odaklı mükemmeliyetçilik düzeylerinin yüksek olduğu gözlenmiştir. Psikiyatrik hastalık tanısı almış katılımcıların mükemmeliyetçiliğin sosyal alt boyutu ve akademik ertelemeyle ilişkisi istatistiksel olarak anlamlıdır. Katılımcıların GANO değerleri ile akademik erteleme davranışı, öz saygı ve sosyal odaklı mükemmeliyetçilik arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.

Anahtar Kelimeler: Erteleme, benlik saygısı, mükemmeliyetçilik

Giriş

Her insanın yaşamının çeşitli dönem ve alanlarında yerine getirmesi gereken sorumlulukları veya görevleri bulunmaktadır. Ancak insanların bazı sorumluluklarını erteleyerek son ana bırakmaları da oldukça sık gözlenmektedir. Burka ve Yyen'in1 çalışmalarında bu davranıştan muzdarip kişilerin, bir sonraki sefer görevlerini ertelemeyecekleri konusunda kendilerine söz verseler dahi kendilerini yeniden görevlerini ertelerken buldukları belirtilmiştir. Bu durum “erteleme döngüsü” olarak da adlandırılmaktadır. Yerine getirilmesi gereken görevlerin ertelenerek geciktirilmesi yapılan işlerin kalitesini düşürerek kişisel başarı ve üretkenliği azaltmaktadır. Psikolog ve düşünür William James’in 1886’da yazdığı bir mektupta “Hiçbir şey tamamlanmamış bir işin sonsuzcasına bekleyişinden daha yorucu değildir.” şeklinde dile getirmiş olduğu tasvirine ve Steel'in2 2007 yılında yaptığı çalışmasında bu davranışın izlerini M.Ö. 800’lere kadar sürebilmesine istinaden, ertelemenin tarih boyunca var olagelmiş bir insan davranışı olduğu söylenebilir. Ertelemenin birey üzerindeki etkisini görebilmemiz mümkün olmasına karşın bilimsel bir çalışma konusu olarak ele alınışı son 30-35 yıllık bir süreyi içermektedir. Ertelemenin genişleyen araştırma sahasına rağmen keşfedilmesi gereken pek çok yanı olduğu dile getirilmiş ve bu olgunun insanın en az anlaşılan davranışlarından birisi olduğu belirtilmiştir.1-4

İnsanların günlük yaşamlarında sıkça karşılaştıkları "erteleme"; olumsuz sonuçları olabileceği bilinmesine rağmen bir eyleme başlamayı ya da eylemi bitirmeyi geciktirmek olarak tanımlanmaktadır. Bu davranışın sonucunda da kişi stres ve rahatsızlık yaşayabilmektedir.5,6 Yapılan bir araştırmaya göre erteleme davranışı, erişkinlerin %20,0'sinde görülmektedir.7 Ertelemenin bir alt türü olarak tanımlanan akademik erteleme ise, özellikle öğrenciler arasında yaygındır. Türk öğrenciler ile yapılan bir çalışmada "akademik erteleme" öğrencilerin %52,0'sinde görülmüştür.8

Üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir başka çalışmaya göre; erteleme davranışının, genel ağırlıklı not ortalaması (GANO), özdenetim, akademik özyeterlik ve benlik saygısıyla negatif yönde anlamlı ilişkili olduğu bulunmuştur.9 Bir başka çalışma ise mükemmeliyetçiliğin, kişilerde erteleme davranışını tetiklediğini belirlemiştir.10 Eğitim fakültesi öğrencileriyle yürütülen bir çalışmada ise mükemmeliyetçilik bazında kadınlar için yordayıcı değişkenler kendine yönelik mükemmeliyetçilik ve başkalarına yönelik mükemmeliyetçilik olarak bulunurken; erkekler için tek yordayıcı değişkenin kendine yönelik mükemmeliyetçilik olduğu saptanmıştır.11

Erteleme ile ilişkisi saptanan birçok kavram bulunmasına rağmen ertelemenin asıl sorun mu yoksa bir semptom mu olduğu bir tartışma konusudur. Bu bağlamda, erteleme üzerine yapılacak çalışmaların geliştirilmesindeki birinci basamak, sorunun yaygın ve dikkate değer olduğunu göstermektir. Tüm bu durumlar, dünyada olduğu gibi ülkemizde de söz konusu alanı aydınlatmaya yönelik araştırma gereksinimine dikkat çekmektedir. Burdan yola çıkarak çalışmamızın amacı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi (MÜTF) öğrencilerinin erteleme davranışının, akademik başarı, öz saygı, mükemmeliyetçilik ile ilişkisini ve sosyodemografik özelliklere göre farklılıklarını değerlendirmektir.


Gereç ve Yöntem

Kesitsel tipteki araştırmamızın evreni MÜTF’de okuyan öğrencilerden oluşmaktadır. Minimum örneklem büyüklüğü Epi Info 7.2 (Epi Info™, Division of Health Informatics & Surveillance, CDC, Atlanta GA) programı ile, evrendeki öğrenci sayısı 1464 olmak üzere %95’lik güven aralığında 304 öğrenci olarak hesaplanmıştır. Örneklem sınıf mevcutlarına göre birinci sınıftan 54; ikinci sınıftan 51; üçüncü sınıftan 46; dördüncü sınıftan 53, beşinci sınıftan 55 ve altıncı sınıftan 45 öğrenci olacak şekilde ağırlıklandırılmıştır.

Çalışma Helsinki Deklarasyonu Prensiplerine uygunluk ilkesini kabul ederek, Marmara Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulundan 04.12.2020 tarihli, 09.2020.1256 protokol koduyla onay alınarak gerçekleştirildi. Katılımcıların bilgilendirilmiş onam formu vasıtasıyla rızaları alındı. Katılımcılara, sosyodemografik sorulara ek olarak, erteleme alışkanlığı, öz saygı düzeyleri ve mükemmelliyetçilik düzeylerini belirlemek için sırasıyla 14 sorudan oluşan beşli Likert biçiminde Tuckman akademik erteleme ölçeği (TAEÖ), 10 sorudan oluşan ve dörtlü Likert biçiminde Rosenberg Öz Saygı ölçeği (RÖSÖ) ve 15 sorudan oluşan yedili Likert biçiminde Hewitt ve Flett çok boyutlu mükemmeliyetçilik ölçeği’nin “Başkalarının kendinden beklentileri ile ilgili mükemmeliyetçilik” alt başlığında bulunan sorular yöneltilmiştir. Anketler için herhangi bir kesme puanı uygulanmamış, her üç ölçek için de alınan puanlar arttıkça ölçüm düzeylerinin arttığı kabul edilmiştir. Anket soruları, katılımcılara çevrimiçi olarak internet ortamında Google Formlar (https://docs.google.com/forms) üzerinden ulaştırılmıştır. Anket linki öğrencilerin devamlı kullandığı sosyal medya gruplarına gönderilerek gönüllülük esası çerçevesinde ankete katılımları istenmiştir. Anket cevapları 11-21 Aralık 2020 tarihleri arasında kabul edilmiştir.

İstatistiksel Analiz

Veri analizi SPSS 24.0 (IBM Inc., Armonk, NY) programı ile gerçekleştirilmiştir. Ortalamaların karşılaştırılması sonrası iki bağımsız grup için normal dağılan verilerde Student's t-testi, normal dağılmayan verilerde Mann-Whitney U testi, ikiden fazla bağımsız gruplar için normal dağılmayan verilerde Kruskal-Wallis testi uygulandı. P değerinin <0,05’ten küçük olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.


Bulgular

Araştırma kapsamında çevrimiçi anket ile 227 MÜTF öğrencisine yani örneklem hesabının yaklaşık %75,0'ine ulaşılmıştır. Katılımcılardan 97 kişi GANO sorusuna yanıt vermemişken, diğer soruların tamamına tüm katılımcılar yanıt vermiştir.

Katılımcıların %62,1’i (n=141) kadınlardan %37,9’u (n=86) erkeklerden oluşmaktadır. En fazla bulundukları sınıf, %21,9 (n=50) ile beşinci sınıf olurken en az bulundukları sınıf %9,6 (n=22) ile üçüncü sınıf olarak belirlenmiştir. Katılımcıların %55,9’u (n=128) ailelerinin yanlarında yaşamaktadır. Gelir durumunun yeterli olduğunu belirtenlerin oranı %74,0 (n=168) iken, düzenli olarak fiziksel aktivite yaptıklarını belirtenlerin oranı ise %46,6 (n=104) bulunmuştur. Katılımcıların %9,6'sının (n=22) kronik hastalık tanısı ve %11,8’nin (n=27) psikiyatrik hastalık tanısı olduğu görülmüştür (Tablo 1).

Kronik hastalığı olan 22 kişide, en fazla bulunan hastalık %41,0 ile (n=9) astım olmuştur. Diğer sık rastlanan hastalıklar ise migren, hashimato tiroiditi ve romatoid artrit olarak bulunmuştur. Psikiyatrik hastalık açısından ise en fazla görülen hastalık %38,0 (n=13) ile anksiyete olmuştur. Diğer sık rastlanan psikiyatrik rahatsızlıklardan ise depresyon tanısı alanların oranı %29,0 (n=9), obsesif kompulsif bozukluğu tanısı alanların oranı %12,0’dir (n=4).

Katılımcıların sırasıyla en fazla 70 ve 40 puan alabildikleri TAEÖ ve RÖSÖ puan ortalamaları Tablo 2 içerisinde sunulmuştur. (Tablo 2). Katılımcılar GANO değerlerine göre 3 ve daha fazla olanlar yüksek akademik başarı ve 3’ün altında olanlar düşük akademik başarı düzeyi gösterenler olarak kategorize edilmiştir.

Katılımcıların sosyodemografik özelliklerine göre TAEÖ’den aldıkları puanlar karşılaştırıldığında, psikiyatrik hastalığı olup olmama durumu ve fiziksel aktivite yapıp yapmama durumları istatistiksel açıdan ilişkili bulunmuştur (sırasıyla, p=0,043 ve p=0,021). Düzenli fiziksel aktivite yapanların ve psikiyatrik hastalık tanısı olmayanların erteleme eğilimleri daha düşüktü (Tablo 3). Katılımcıların erteleme davranışları ile gelir durumları, cinsiyetleri veya sınıfları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (Tablo 3). Katılımcıların sosyodemografik özelliklerine göre RÖSÖ’den aldıkları puanlar incelenmiş ancak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Hewitt ve Flett sosyal odaklı mükemmeliyetçilik ölçeğinden aldıkları puanlara göre ise sadece gelir düzeyi ile istatistiksel açıdan anlamlı ilişki bulunmuştur. Gelir düzeyi yetersiz olanların, yeterli ve daha fazla gelire sahip olanlara göre daha çok mükemmeliyetçi oldukları görülmüştür.

Katılımcıların ölçeklerden aldıkları puanlara göre Spearman korelasyon testleri uygulandı. TAEÖ ile RÖSÖ arasında negatif yönde, istatiksel olarak ileri derecede anlamlı, düşük güçte korelasyon tespit edildi. TAEÖ ile Hewitt ve Flett Sosyal odaklı mükemmeliyetçilik ölçeği arasında pozitif yönde, istatiksel olarak ileri derecede anlamlı, düşük güçte korelasyon tespit edildi. RÖSÖ ile Hewitt ve Flett sosyal odaklı mükemmeliyetçilik ölçeği arasında ise negatif yönde, istatiksel olarak anlamlı, düşük güçte korelasyon tespit edildi (Tablo 4). Katılımcıların GANO değerleri ile TAEÖ (p=0,181, 1-β=0,38), RÖSÖ (p=0,684, 1-β=0,11) ve Hewitt ve Flett sosyal odaklı mükemmeliyetçilik ölçeği puanları (p=0,181, 1-β=0,38) arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki bulunmadı.


Tartışma

Araştırmamızda tespit ettiğimiz akademik erteleme puanlarının, TAEÖ’nün Türkçe geçerlilik ve güvenirlik çalışmasında, iki ayrı üniversitenin öğrencileriyle yapılan çalışmada kaydedilen puanlarla yakın benzerlik gösterdiği gözlemlenmiştir.12

Literatürde akademik başarısı düşük olan öğrencilerin daha çok akademik erteleme davranışı sergilediğini gösteren çalışmalar vardır,13-15 fakat çalışmamızda öğrencilerin GANO değerleriyle, akademik erteleme düzeyleri arasında bir ilişki tespit edilmemiştir. Bu sonuç, katılımcı öğrencilerin önemli bir kısmının akademik ertelemeyi stratejik olarak kullandığını gösteriyor olabilir. Stratejik akademik ertelemeciler, kısıtlı zamanın stres aracılığıyla yarattığı ekstra motivasyonu çalışmaları için bir tür yakıt olarak kullanırlar ve bu tip erteleme literatürde fonksiyonel tip olarak sınıflandırılır. Bu tip ertelemeciler, kısıtlı zaman içinde iyi sonuçlar elde edebileceklerine dair kendilerine güvenleriyle disfonksiyonel ertelemecilerden ayrılırlar.16 Bu da bize, üniversitemiz öğrencilerinin uzun soluklu, yorucu ve zahmetli eğitim hayatlarında, eğitim ve sosyal hayata ayıracakları vakti dengeleyebilmek adına böyle bir çalışma planı geliştirmiş olabileceklerini düşündürmektedir.

Çalışmamızda sınıf ve akademik erteleme arasında bir ilişki bulunamamasına karşın yapılan bazı çalışmalar akademik erteleme ile sınıf düzeyi arasındaki ilişki üzerine çelişkili bulgular bildirmiştir. Bir çalışmada, öğrencilerin zamanla pratik yaparak akademik erteleme davranışının üstesinden geldikleri gösterilmişken,17 bir başka çalışmada ise sınıf düzeyi yükseldikçe akademik erteleme davranışının arttığı bulunmuştur.18 Akademik erteleme ve cinsiyet arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmada erkekler arasında akademik erteleme davranışının daha yaygın olduğu belirlenmiştir.2,17 Bir başka çalışma ise çalışmamızla paralel olarak; kadınların akademik erteleme açısından daha yüksek risk altında olduklarını ve ertelemeyle ilişkili daha fazla anksiyete hissettiklerini vurgulamıştır.13 Ertelemenin, egzersiz ve yemek gibi sağlıklı kişisel bakım alışkanlıklarını sürdürme becerisini azaltmanın yanında daha fazla alkol, sigara ve kafein kullanımına neden olduğu gösterilmiştir.19 Çalışmamız da buna paralel olarak düzenli fiziksel aktivite yapan öğrencilerin daha az erteleme davranışı gösterdiklerine işaret etmektedir. Ayrıca çalışmamızda, başkalarının kendisinden beklentileri ile ilgili mükemmeliyetçiliği yüksek olan öğrencilerin daha fazla akademik erteleme davranışı sergiledikleri saptanmıştır. Bu iki kavram arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalara bakıldığında, mükemmeliyetçiliğin sosyal alt boyutunun, akademik erteleme ile pozitif yönlü bir ilişkisi olduğu ortaya konmuşken, kişisel alt boyutuyla negatif yönlü ilişkisi olduğu bulunmuştur.20-22 Mükemmeliyetçiliğin sosyal alt boyutuna sahip olan kişiler sürekli olarak dışarıdan onaylanma ihtiyacı hissederler ve hata yapmaktan, başarısız olmaktan, insanların gözünde değer kaybetmekten aşırı korkarlar. Bunun yanında öğrenmekten ve kendilerini gerçek anlamda geliştirmekten ziyade iyi bir izlenim bırakma ve performans odaklı olduklarından dolayı içsel olarak motivasyon sağlamakta ve sürdürmekte zorlanırlar. Sevginin ve onayın başarı koşuluyla verildiği ya da çocuğun kabiliyetlerinden şüphe duyulan aile ortamları bu tip mükemmeliyetçi karakterlerin oluşması için önemli bir faktördür. Araştırmamızda katılımcıların öz saygı seviyeleriyle akademik erteleme davranışları arasındaki ilişki incelenmiş ve öz saygı seviyesi düşük olan öğrencilerin daha çok akademik erteleme davranışı gösterdikleri ortaya konmuştur. Çalışmamızla benzer şekilde pek çok farklı çalışma, erteleme davranışı gösterenlerin düşük öz saygı seviyesine sahip olduğunu göstermiştir.1,14,23,24 Geçmiş araştırmalar, sosyal odaklı mükemmeliyetçiliğin düşük benlik saygısı ile ilişkili olduğunu göstermektedir25. Çalışmamızda ise, benzer şekilde düşük öz saygı seviyesine sahip öğrencilerin, başkalarının kendisinden beklentileri ile ilgili mükemmeliyetçilik düzeylerinin yüksek olduğu görülmüştür. Çalışmamızda, daha önce psikiyatrik bir hastalık tanısı almış olmanın, mükemmeliyetçiliğin sosyal alt boyutu ve akademik erteleme ile ilişkisi incelendiğinde, istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Fakat psikiyatrik hastalık tanısının öz saygıyla anlamlı bir ilişkisi olmadığı gösterilmiştir. Bu konuda yapılan çalışmalarda, akademik erteleme davranışı olanların psikolojik iyilik hallerinin daha düşük olduğu, daha yüksek anksiyete ve depresif belirtiler gösterdikleri belirlenmiştir.26 Buna ek olarak, yapılan çok sayıda çalışma, mükemmeliyetçiliği ve sosyal alt boyutunu; anksiyete, depresyon, alkolizm, anoreksiya ve kişilik bozuklukları gibi ciddi negatif sonuçlarla ilişkilendirmiştir.27-30

Çalışmanın Kısıtlılıkları

Çalışmadaki veriler katılımcılara pandeminin de getirdiği zorunluluklardan ötürü online anket aracılığıyla elde edilmiştir. Ayrıca, ileri derecede erteleme davranışı sergileyen öğrenciler sosyal medya yoluyla kendilerine ulaştırılmış anketi cevaplamayı ertelemiş ve sonrasında anketi cevaplamayı unutmuş olabilirler, bu da araştırmaya katılanların daha az ertelemeci tutumları olan öğrencilerden oluşmuş olabileceğini düşündürebilir. GANO’sunu bildirmeyen öğrenciler sosyal onaylanma gereksinimini daha fazla hisseden öğrenciler olabilir. GANO yanıtlamasındaki kayıplar tip 2 hataya yol açmış olabilir ve bu nedenle sonuçlar etkilenmiş olabilir. Çalışma kesitsel bir çalışmadır ve bir tıp fakültesindeki öğrencileri temsil etmektedir dolayısıyla sonuçları diğer örneklemlere genellenemeyebilir.


Sonuç

Akademik erteleme öğrenciler arasında azımsanmayacak kadar yaygın bir şekilde görülen bir davranıştır. Çalışmamıza katılan katılımcıların arasında ise sosyal odaklı mükemmeliyetçiliği yüksek olanların daha fazla akademik erteleme davranışı sergiledikleri ortaya konmuştur. Öz saygı seviyesi düşük olan öğrencilerin daha çok akademik erteleme davranışı gösterdikleri ve sosyal odaklı mükemmeliyetçilik düzeylerinin yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Bu gibi alt gruplar ileri çalışmalarla ortaya konulmalıdır. Çok fazla zaman almadan doldurulabilen ölçeklerle akademik erteleme davranışı sergileyen öğrenciler kolaylıkla tespit edilebilir. Riskli veya tespit edilmiş alt gruplara yönelik danışmanlık hizmetleri veya grup terapileri vasıtasıyla çözüm önerileri üretilerek, bireylerin akademik kariyerlerinin gelişmesinde önemli olabilecek bu durumun önüne geçilebilir.

Etik

Etik Kurul Onayı: Çalışma Helsinki Deklarasyonu Prensiplerine uygunluk ilkesini kabul ederek, Marmara Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulundan 04.12.2020 tarihli, 09.2020.1256 protokol koduyla onay alınarak gerçekleştirildi.

Hasta Onayı: Katılımcıların bilgilendirilmiş onam formu vasıtasıyla rızaları alındı.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir. 

Yazarlık Katkıları

Konsept: A.T., F.Ö., Z.M., İ.İ., M.A.Ü., S.Ö.A., Dizayn: A.T., F.Ö., Z.M., İ.İ., M.A.Ü., S.Ö.A., Veri Toplama veya İşleme: Z.M., İ.İ., M.A.Ü., S.Ö.A., Analiz veya Yorumlama: A.T., F.Ö., Z.M., İ.İ., M.A.Ü., S.Ö.A., Literatür Arama: A.T., F.Ö., Z.M., İ.İ., M.A.Ü., S.Ö.A., Yazan: A.T., F.Ö., Z.M., İ.İ., M.A.Ü., S.Ö.A.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.


Resimler

  1. Burka JB, Yuen LM. Procrastination: Why You Do It What to Do about It. Cambridge. MA: Da Capo Press. 1983.
  2. Steel P. The nature of procrastination: a meta-analytic and theoretical review of quintessential self-regulatory failure. Psychol Bull. 2007;133:65-94.
  3. Milgram NN, Mey-Tal G, Levison Y. Procrastination, generalized or specific, in college students and their parents. Personality and Individual Differences. 1998;25:297-316.
  4. Ferrari JR. Dysfunctional procrastination and its relationship with self-esteem, interpersonal dependency, and self-defeating behaviors. Personality and Individual Differences. 1994;17:673-679.
  5. Dewitte S, Schouwenburg HC. Procrastination, temptations, and incentives: The struggle between the present and the future in procrastinators and the punctual. European Journal of personality. 2002;16:469-489.
  6. Fritzsche BA, Young BR, Hickson KC. Individual differences in academic procrastination tendency and writing success. Personality and Individual Differences. 2003;35:1549-1557.
  7. Hammer CA, Ferrari JR. Differential incidence of procrastination between blue and white-collar workers. Current psychology. 2002;21:333-338.
  8. Uzun Özer B. Academic procrastination: Prevalence, self-reported reasons, gender difference and it’s relation with academic achievement. Unpublished master’s thesis, Middle East Technical University, Social Science Institute, Ankara. 2005.
  9. Klassen RM, Krawchuk LL, Rajani S. Academic procrastination of undergraduates: Low self-efficacy to self-regulate predicts higher levels of procrastination. Contemporary Educational Psychology. 2008;33:915-931.
  10. Burns LR, Dittmann K, Nguyen N-L, Mitchelson JK. Academic procrastination, perfectionism, and control: Associations with vigilant and avoidant coping. Journal of social behavior and personality. 2000;15:35-46.
  11. Akkaya E. Academic procrastination among faculty of education students: The Role of Gender, Age, Academic Achievement, Perfectionism and Depression. Unpublished Master's Thesis. Middle East Technical University, Graduate School of Social Sciences, Ankara. 2007.
  12. Ozer BU, Saçkes M, Tuckman BW. Psychometric properties of the Tuckman Procrastination Scale in a Turkish sample. Psychol Rep. 2013;113:874-884.
  13. Rothblum ED, Solomon LJ, Murakami J. Affective, cognitive, and behavioral differences between high and low procrastinators. Journal of counseling psychology. 1986;33:387-394.
  14. Beswick G, Rothblum ED, Mann L. Psychological antecedents of student procrastination. Australian psychologist. 1988;23:207-217.
  15. Owens AM, Newbegin I. Procrastination in high school achievement: A causal structural model. Journal of Social Behavior and Personality. 1997;12:869.
  16. Ulfiani Rahman I. Academic Procrastination in terms of Student Self-Concept and Self-Efficacy. Psychology and Education Journal. 2021;58:5337-5347.
  17. Van Eerde W. A meta-analytically derived nomological network of procrastination. Personality and individual differences. 2003;35:1401-1418.
  18. Rosário P, Costa M, Núñez JC, González-Pienda J, Solano P, Valle A. Academic procrastination: associations with personal, school, and family variables. Span J Psychol. 2009;12:118-127.
  19. Hussain I, Sultan S. Analysis of procrastination among university students. Procedia-Social and Behavioral Sciences. 2010;5:1897-1904.
  20. Flett GL, Blankstein KR, Hewitt PL, Koledin S. Components of perfectionism and procrastination in college students. Social Behavior and Personality: an international journal. 1992;20:85-94.
  21. Saddler CD, Buley J. Predictors of academic procrastination in college students. Psychological Reports. 1999;84:686-688.
  22. Çakıcı DÇ. Lise ve Üniversite Öğrencilerinde Genel Erteleme Ve Akademik Erteleme Davranışının İncelenmesi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2003.
  23. Wernicke RA. Mediational tests of the relationship between perfectionism and procrastination. Unpublished Master's Thesis. College of Arts and Sciences of the American University, Washinton, D.C., 1999.
  24. Beck BL, Koons SR, Milgrim DL. Correlates and consequences of behavioral procrastination: The effects of academic procrastination, self-consciousness, self-esteem and self-handicapping. Journal of social behavior and personality. 2000;15:3-13.
  25. Stoeber J. How other-oriented perfectionism differs from self-oriented and socially prescribed perfectionism: Further findings. Journal of Psychopathology and Behavioral Assessment. 2015;37:611-623.
  26. Argiropoulou MI, Siatis A, Kalantzi-Azizi A. Procrastination, mental health & life-satisfaction: The vicious cycles of a fatal relationship. In 2nd international conference on time perspective (ICTP). 29th of July to 1st of august 2014, Warsaw, Poland.
  27. Hamachek DE. Psychodynamics of normal and neurotic perfectionism. Psychology: A Journal of Human Behavior. 1978; 15 (1): 27- 33.
  28. Blankstein KR, Dunkley DM, Wilson J. Evaluative concerns and personal standards perfectionism: Self-esteem as a mediator and moderator of relations with personal and academic needs and estimated GPA. Current Psychology. 2008;27:29-61.
  29. Wheeler HA, Blankstein KR, Antony MM, McCabe RE, Bieling PJ. Perfectionism in anxiety and depression: Comparisons across disorders, relations with symptom severity, and role of comorbidity. International Journal of Cognitive Therapy. 2011;4:66-91.
  30. Klibert JJ, Langhinrichsen-Rohling J, Saito M. Adaptive and maladaptive aspects of self-oriented versus socially prescribed perfectionism. Journal of College Student Development. 2005;46:141-156.