ÖZ
Amaç
Ebeveynlerin çocuklarının dijital materyallerini sosyal medyada paylaşma eylemi, “sharenting” olarak adlandırılmakta ve giderek yaygınlaşmaktadır. Bu çalışma, anne ve babaların paylaşımcı ebeveynlik davranışlarını ve risk algılarını değerlendirmeyi, karşılaştırmayı ve aralarındaki ilişkiyi değerlendirmeyi amaçlamıştır.
Gereç ve Yöntem
Çalışma,genel pediatri bölümüne başvuran, 0-12 yaş arası çocuğu olan 320 ebeveynle gerçekleştirilmiştir. Ebeveynler, çocuk ve ergen psikiyatristleri tarafından hazırlanan bir anketi tamamlamıştır. Anket aracılığıyla ebeveynlerin sosyal medya kullanımı ve paylaşımlarıyla ilgili davranışları ve risk algılarına ilişkin veriler toplanmıştır.
Bulgular
Bulgular, ebeveynlerin %92’sinin aktif Instagram/Facebook hesaplarına sahip olduğunu ve yaklaşık %70’inin çocuklarının gönderilerini bu platformlarda paylaştığını ortaya koymuştur. Çoğu ebeveyn, çocuklarının fotoğraflarını genellikle özel günlerde dijital bir anı kaydı oluşturmak amacıyla paylaşmıştır. Ancak, ebeveynlerin %19’unun isim/konum bilgilerini paylaşması ve %8,7’sinin çocuklarının yarı çıplak fotoğraflarını yayınlaması gibi endişe verici eğilimler belirlenmiştir. Ebeveynlerin %66’sı paylaşım yapmadan önce çocuklarının iznini almanın gerekli olduğunu düşünürken, neredeyse yarısı (%49,8) sharenting’i potansiyel olarak riskli olarak algılamıştır. Önemli bir bulgu olarak, sharenting’i riskli bulmayan ebeveynlerin çocuklarının yarı çıplak fotoğraflarını paylaşma olasılığı daha yüksekti. Ebeveynler arasında farklılıklar gözlenmiştir; anneler çocuklarının içeriklerini paylaşmaya daha meyilliyken (p=0,003), babaların herkese açık hesaplara sahip olma (p=0,000) ve yarı çıplak fotoğraflar paylaşma (p=0,007) olasılığı daha yüksektir. Dahası, babalar annelere kıyasla paylaşımla ilişkili önemli ölçüde daha düşük risk algısı sergilemiştir (p=0,029).
Sonuç
Bu bulgular, sharenting’in birçok ebeveyn için günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmesine rağmen, çevrimiçi gizlilik ve çocuklar için olası uzun vadeli sonuçlar konusunda daha fazla farkındalığa ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Kültürel normlar, dijital okuryazarlık ve ebeveynlik stilleri, ebeveynlerin sharenting’e nasıl yaklaştığını etkileyebilir. Sonuç olarak, çalışma ebeveynlerin sharenting ile ilişkili olası riskler konusunda farkındalıklarının artırılmasının önemini vurgulamaktadır.


