Değerli Meslektaşlarım ve Alanımızın Kıymetli Profesyonelleri,
Dergimizin 31. yayın yılında doyurucu bir içeriğe sahip yeni bir sayı ile karşınızdayız. Bu sayımızda bir derleme, altı özgün çalışma ve bir olgu sunumu yer almaktadır. İlk makalemizde erken dönem uyumu bozucu şemalar ve intihar düşünceleri arasındaki ilişki bir derleme ile değerlendirilmektedir. Bu derlemenin alan yazına katkıda bulunacağını ve ergenlerle çalışan klinisyenlere faydalı olacağını umuyoruz. Özgün çalışmalar içerisinde yer alan bipolar bozukluk tanısı olan ergenlerde sosyal biliş ve duygu düzenleme güçlüğünün ilişkisinin değerlendirildiği makale de derlemede yer alan konuyu genişletmektedir.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve özgül öğrenim bozukluğu çocuk ve ergen psikiyatri uygulamalarında yaygın olarak karşılaşılan tanılardır ve bu sayımızdaki üç makalenin odağını oluşturmaktadır. Bu makalelerden ilkinde dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve özgül öğrenim bozukluğu tanılı çocukların bilişsel işlem performansları ikincisinde ise bu iki tanıyı alan çocukların eşik altı otistik özellikleri değerlendirilmiştir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanılı çocuklar belirtileri yüzünden akranları ve yetişkinlerce dışlanıp, etiketlenebilmektedir. Üçüncü makalemiz bu tanıyı alan çocuklarda içselleştirilmiş damgalanmanın işlev bozukluğu ile ilişkisini değerlendirmektedir. Bu üç çalışmanın sonuçlarının nörogelişimsel bozuklukları olan çocuklarla çalışan klinisyenlere faydalı olacağını düşünüyoruz.
Çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanları farklı paydaşlarla iş birliği içerisinde çalışmakta ve bu iş birliği afetlerde yaşamsal önem taşımaktadır. Bu sayımızda yer alan diğer makalede 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi sonrasında yatırılarak tedavi edilen depremzede çocuklar için çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanlarından istenilen konsültasyonlar ve nedenleri değerlendirilmiştir.
Çocuk ve ergenlerde tedavi amaçlı reçetelenen ilaçların yan etkileri ve yönetimleri klinik uygulamalar içerisinde önemli yer tutmaktadır. Atipik antipsikotikler içerisinde özellikle klozapin dirençli psikotik bozukluklarda ve intiharı önleyici etkisi ile öne çıkmakta ancak çoğu klinisyen tarafından olası yan etkileri nedeniyle kullanımından kaçınılabilmektedir. Bu sayımızdaki son makalemizde klozapin tedavisi alan ve yatırılarak tedavi edilen ergenlerde yan etkiler ve yönetimleri değerlendirilmiştir. Sayımız aripiprazol ile ilişkili tardif diskinezi ve yönetimini içeren bir olgu sunumu ile sonlanmaktadır. Belirttiğimiz çalışma ve olgu sunumunun klinisyenlerin psikofarmakoloji bilgilerini geliştirebileceği düşünülmüştür.
Dergimize hem ulusal hem de uluslararası ilgi ve talebin artmaya devam ettiğini mutlulukla gözlemekteyiz. Bu süreçte katkıları olan tüm yazarlar, hakemler, yardımcı editörler, editörler kurulu üyeleri ve vekil editör Prof. Dr. Sevay ALŞEN GÜNEY’e teşekkür ediyor, keyifli okumalar diliyorum.
En içten sevgi ve saygılarımla,
Prof. Dr. Ali Evren TUFAN