ÖZET
Amaç:
Bu çalışmada dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı konmuş çocuk ve ergenlerin yaşam kalitesinin değerlendirilmesi ve olgu ve ebeveynlerin yaşam kalitesi algılarının karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem:
Çalışmamıza 63 DEHB ve 32 kontrol olgusu dahil edilmiştir. Psikiyatrik tanı değerlendirmesi için tüm olgulara “Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli Türkçe Uyarlaması” uygulanmıştır. Ebeveynler “Çocuk ve Gençler için Davranış Değerlendirme Ölçeği”ni ve dikkat eksikliği ve yıkıcı davranış bozuklukları için Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı 5’e (DSM 5) dayalı tarama ve değerlendirme ölçeğini; hem ebeveyn hem de olgular ise Çocuklar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği’ni (ÇİYKÖ) doldurmuşlardır.
Bulgular:
Ebeveynlerin ve çocukların doldurduğu ÇİYKÖ fiziksel sağlık toplam puanı, psikososyal sağlık toplam puanı (PSTP) ve ölçek toplam puanı (ÖTP) DEHB grubunda, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur (p<0,001). DEHB grubunda çocuk ve ebeveyn tarafından doldurulan ÇİYKÖ puanları arasındaki korelasyon değerlendirildiğinde, PSTP ve ÖTP için istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptanmıştır.
Sonuç:
Çalışma sonuçları DEHB’nin çocukların yaşam kalitesini her alanda olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Bu açıdan ebeveynlerin ve ergenlerin yaşam kalitesi algılarının birbiri ile tutarlı olduğu saptanmıştır. DEHB olgularının takip sürecinde, özellikle psikososyal sağlık alanında (duygusal, okul ve sosyal işlevsellik) çok yönlü değerlendirme ve desteğe ihtiyaç duydukları düşünülmüştür.
Giriş
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yaşam kalitesi (YK); bireyin yaşadığı kültür ve değerler sistemi içinde kendi yaşamını nasıl algıladığıdır ve bireyin amaçları, umutları, standartları ve endişeleri ile ilişkilidir.1 Diğer bir ifadeyle YK, kişinin içinde yaşadığı sosyokültürel ortamda kendi sağlığını öznel olarak algılayışını tanımlamaktadır. Birçok ruhsal hastalığın YK üzerine etkileri araştırılmıştır. Bunlardan biri de dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğudur (DEHB). DEHB çocukluk çağında başlayan, kişinin yaşına uygun olmayan dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik semptomları ile karakterize bir nörogelişimsel bozukluktur.2 Hastalığın erken başlangıcı ve kronik seyri nedeniyle birçok gelişimsel, akademik, sosyal ve emosyonel problem ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu problemlerin kişiler arası ilişkilerde, aile içi ilişkilerde bozulma ve ruhsal iyilik halinin olumsuz yönde etkilenmesi ile sonuçlanabildiği belirtilmektedir.3 Bu nedenlerle DEHB’de, yaşamın hemen her alanında görülen yetersizlikler sonucu fiziksel, psikolojik, sosyal ve akademik işlevsellik boyutları ile tanımlanan YK’de düşme söz konusudur.3-5
Landgraf ve ark.6 kendi geliştirdikleri bir anket ile günlük iyilik halini değerlendirmiş ve DEHB dikkat eksikliği baskın tip ve DEHB bileşik tipin her ikisinde de hem çocuk hem ebeveyn alt-ölçek puanlarında YK’de anlamlı derecede düşüklük saptamışlardır. Farklı ölçekler ve farklı kontrol grupları ile yapılan diğer çalışmalar da benzer şekilde DEHB’nin çocuk ve gençlerin YK’sini olumsuz etkilediğini göstermektedir.6-18 Bastiaansen ve ark.9 DEHB ve yıkıcı davranım bozuklukları grubunun YK’sinin anksiyete bozuklukları, duygudurum bozuklukları ve diğer bozukluklar gruplarından farklı olmadığını, ancak DEHB ve yıkıcı davranım bozukluğu bulunan çocuklarda “okul ve sosyal işlevsellik”; anksiyete ve duygudurum bozuklukları olan çocuklarda “duygusal işlevsellik” alanlarının daha fazla bozulduğunu bildirmişlerdir. YK alt ölçeklerinin, hem hiperaktivite-impulsivite hem de dikkatsizlik belirti şiddetleri ile ilişkili olduğu saptanmıştır.19 Ayrıca Klassen ve ark.20 eş tanı varlığı ve sayısının YK’yi olumsuz etkilediğini de bildirmiştir. Ülkemizde Çocuklar İçin Yaşam Kalitesi Ölçeği’nin (ÇİYKÖ) kullanıldığı çalışmalarda da DEHB’nin YK algısını olumsuz yönde etkilediği bildirilmiştir.18,21
Bu çalışmada, DEHB olgularında YK’nin değerlendirilmesi ve olgu ve ebeveynlerin YK algılarının karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem
Örneklem ve Uygulama
Çalışma örneklemini, 11-18 yaş arasında olup Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Birimi’nde izlenmiş, ancak son bir yıl içinde ilaç tedavisi kullanmamış ya da ilk başvurusunu yapmış olgulardan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı 5-Türkçe versiyon (DSM-IV-TR) tanı kriterlerine göre DEHB tanısı alanlar oluşturmaktadır. Kontrol grubu EÜTF Çocuk Sağlığı polikliniğine başvuran, DEHB grubuna benzer sosyodemografik özelliklere sahip olduğu öngörülen ve çalışmaya katılmaya gönüllü olgulardan rastgele örnekleme ile belirlenmiştir. Zeka geriliği, kronik tıbbi hastalık ve yapılan yarı yapılandırılmış tanı görüşmesi, Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli Türkçe Uyarlaması (ÇDŞG-ŞY-T) ile herhangi bir ruhsal bozukluk tanısı konulan olgular çalışmaya alınmamıştır. Çalışmaya katılmayı kabul eden tüm olgulara, DSM-IV-TR kriterleri doğrultusunda tanı değerlendirilmesi amacıyla ÇDŞG-ŞY-T uygulanmıştır. Değerlendirme sonucunda psikotik bozukluk, duygudurum bozukluğu, anksiyete bozukluğu, özgül öğrenme bozukluğu gibi eşlik eden psikiyatrik hastalıkları olmayan DEHB tanılı 63 olgu ve herhangi bir psikiyatrik ve fiziksel hastalığı olmayan 32 kontrol olgusu çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan tüm olgulara yaş, cinsiyet, okul ve aile bilgilerini sorgulayan sosyodemografik veri formu uygulanmıştır. Tüm ebeveynler davranışsal ve duygusal sorunların değerlendirmesine yönelik 4-18 yaş Çocuk ve Gençler İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği (ÇDDÖ) ile DEHB ve yıkıcı davranış bozukluklarının değerlendirilmesine yönelik Turgay24 Dikkat Eksikliği ve Yıkıcı Davranış Bozuklukları (DEYDB) DSM-IV değerlendirme ölçeğini doldurmuştur. Tüm olguların YK’sini değerlendirmeye yönelik ÇİYKÖ kullanılmıştır. ÇİYKÖ’yü hem olgular hem ebeveynler doldurmuştur.
Etik
EÜTF Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan çalışma onayı alınmıştır (Karar no:13-12/6). Çalışmaya katılmayı kabul eden gençlerden sözlü onay, ebeveynlerinden yazılı bilgilendirilmiş onam alınmıştır.
Veri Toplama Araçları
Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli Türkçe Uyarlaması: Yarı yapılandırılmış bir görüşme formu olan ÇDŞG-ŞY-T, çocuk ve ergenlerin DSM-IV tanı ölçütlerine göre geçmişteki ve şu andaki psikopatolojilerini saptamak amacıyla Kaufman ve ark.22 tarafından geliştirilmiş ve Türk örneklemi için geçerlilik ve güvenirlilik çalışması Gökler ve ark.23 tarafından yapılmıştır. Belirtilerin varlığına ve şiddetine, çocuğun/ergenin, anne-babanın ve klinisyenin görüşleri birleştirilerek karar verilmektedir.
Dikkat Eksikliği ve Yıkıcı Davranış Bozuklukları için DSM-IV’ye Dayalı Tarama ve Değerlendirme Ölçeği (DEYDB-TDÖ): DSM-IV tanı ölçütlerine dayalı olarak yıkıcı davranış bozukluklarının taranması için Turgay24 tarafından geliştirilmiş ve Ercan ve ark.25 tarafından Türkiye’de geçerlik ve güvenilirliği gösterilmiştir. Dikkat eksikliğini sorgulayan dokuz, aşırı hareketliliği sorgulayan altı, dürtüselliği sorgulayan üç, karşıt olma karşı gelme bozukluğunu sorgulayan sekiz ve davranım bozukluğunu sorgulayan on beş maddeden oluşmaktadır.
Dört-On Sekiz Yaş Çocuk ve Gençler İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği: Dört-on sekiz yaş arası çocuk ve gençlerin yeterlilik alanları ve sorun davranışlarını anne ve babadan alınan bilgiler doğrultusunda belirlemek amacıyla Achenbach ve Edelbrock26 tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin 1991 formunun Türkçe’ye çevirisi Erol ve ark.27 tarafından yapılmıştır. Çalışmamıza katılan çocukların duygusal ve davranış sorunlarının olup olmadığını belirlemede kullanılmıştır.
Çocuklar için Yaşam Kalitesi Ölçeği: Varni ve ark.16 tarafından 1999 yılında geliştirilen ölçek, 2-18 yaş grubunda genel YK’yi ölçmeyi amaçlamaktadır. Sekiz-on iki yaş grubu için hazırlanmış ölçeğin ebeveyn ve çocuk formu, 13-18 yaş grubu için ebeveyn ve ergen formu bulunmaktadır. Yirmi üç maddeden oluşan ölçeğin puanlaması 3 alanda yapılmaktadır; ölçek toplam puanı (ÖTP), fiziksel sağlık toplam puanı (FSTP), duygusal, sosyal ve okul işlevselliğini değerlendiren madde puanlarının hesaplanmasından oluşan psikososyal sağlık toplam puanı (PSTP). Maddeler 0-100 arasında puanlanmaktadır. ÇYKÖ toplam puanı ne kadar yüksek ise, sağlıkla ilgili YK’de o kadar iyi algılanmaktadır. Testin ülkemiz için geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Memik ve ark.28 tarafından 2007 yılında yayınlanmıştır.
İstatistiksel Analiz
Analizler SPSS 16.0 (The Statistical Package for Social Sciences) paket programı kullanılarak yapılmıştır. Normal dağılıma uymayan değişkenler için non-parametrik yöntemler tercih edilmiştir. Bağımsız grupların ikili karşılaştırmalarında Mann-Whitney U ve çoklu karşılaştırmalarda ise Kruskal-Wallis test yöntemleri kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişki Pearson korelasyon analizi yöntemi ile incelenmiştir. İsimsel değişkenler çapraz tablolar halinde sunulmuştur ve dağılım eşitliğine ki-kare test yöntemleri ile bakılmıştır. İstatistiksel anlamlılık için “p” değerinin 0,05’ten küçük olması kabul edilmiştir.
Bulgular
Olguların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri
Çalışmamıza 32 DEHB Bileşik tip, 31 DEHB Dikkat eksikliği baskın tip ve 32 sağlıklı kontrol olmak üzere toplam 95 olgu alınmıştır. Yaş ortalamaları (p=0,381) ve cinsiyet dağılımı (p=0,872) bakımından gruplar arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır (Tablo 1). DEHB grubunun %39,7’si (n=24) kız, %60,3’ü (n=38) erkektir. Kontrol grubunun ise %43,7’si (n=14) kız, %56,3’ü (n=18) erkektir.
Ebeveynler tarafından doldurulan DEYDB-TDÖ puanları Tablo 1’de verilmiştir. DEHB grubunun ölçek puanları kontrol grubundan anlamlı düzeyde yüksek saptanmıştır (p<0,001).
ÇDDÖ’nin toplam içe yönelim (p<0,001), toplam dışa yönelim (p=0,02) ve toplam sorun puanları (p<0,001) DEHB grubunda kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek saptanmıştır (Tablo 1).
Olguların ÇİYKÖ Puanları Bakımından Değerlendirilmesi
Gruplar ebeveyn ve çocuklar tarafından doldurulan ÇİYKÖ’ye göre değerlendirildiğinde FSTP, PSTP ve ÖTP puanları DEHB gruplarında, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur (p<0,001) (Tablo 2 ve 3). DEHB Bileşik ve DEHB Dikkat eksikliği baskın alt tipleri arasında FSTP, PSTP ve ÖTP puanları arasında farklılık saptanmamıştır.
DEHB Grubunda Çocuk ve Ebeveyn ÇİYKÖ Puanları Arasındaki Korelasyon
DEHB grubunda çocuk ve ebeveyn tarafından doldurulan ÇİYKÖ puanları arasındaki korelasyon değerlendirildiğinde DİP, SİP, OİP, PSTP ve ÖTP için istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptanmıştır (Tablo 4).
Tartışma
Bu çalışmada DEHB tanısı konmuş ergenlerin YK’sinin değerlendirilmesi ve olgu ve ebeveynlerin YK algılarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. DEHB tanılı ergenlerin YK algıları sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldığında her alanda düşüklük olmakla birlikte, özellikle okul işlevselliği ve duygusal işlevsellik puanlarının daha düşük olduğu saptanmıştır. Literatür çalışmalarında da DEHB tanısı almış çocuklarda en fazla etkilenmenin psikososyal, akademik ve aile işlevselliği alanlarında olduğu bildirilmiştir.5,8,10,19 Ülkemizde yapılan ve ebeveynler tarafından doldurulan ÇİYKÖ’nün kullanıldığı çalışmalarda da DEHB’de YK sağlıklı kontrol grubundan düşük bulunmuştur.18,21 Ayrıca Yıldız ve ark.18 8-16 yaş grubunda, Üneri ve Çakın Memik21 Sekiz-on iki yaş grubunda okul işlevselliği, duygusal işlevsellik ve PSTP alanlarında daha düşük puanlar saptamıştır. Çalışma sonuçlarımız 11-18 yaş grubu ergenler için de yazın ile tutarlı saptanmıştır. DEHB’nin dikkat süresinin kısa olması, dürtüsellik, duygu düzenleme becerilerinde sorunlar, akran ve otorite figürleri ile iletişimde sorunlar gibi geniş bir yelpazede birçok soruna yol açması nedeni ile çocuk ve ergenlerin başta psikososyal sağlığını olmak üzere tüm YK’yi olumsuz etkilediği düşünülmüştür.
Çocuklar için YK ölçeğini geliştiren Varni ve ark.’nın16 çalışmasında, 5-16 yaş grubu toplam 72 DEHB tanılı çocuğun ÇİYKÖ sonuçları analiz edilmiş ve süreğen bozukluğa sahip grup ve sağlıklı yaşıtları ile karşılaştırılmıştır. DEHB tanılı çocukların psikososyal işlevselliğindeki bozulmanın, kanser tanısını yeni almış çocuklar ve serebral palsi tanılı çocuklarla karşılaştırılabilir düzeylerde olduğu, sağlıklı çocuklardan anlamlı düzeylerde düşük bulunduğu bildirilmiştir.16 Sonuç olarak, DEHB’nin süreğen diğer hastalıklar kadar çocukların YK’sini etkilediğine vurgu yapılmıştır.16
Ruhsal bir bozukluğun şiddeti ve süresi arttıkça bireyin YK’sine olumsuz etkilerinin de artması kaçınılmaz olmaktadır. Bu anlamda DEHB tanılı olgularda belirti şiddetinin YK’sine etkisine bakıldığında, birçok çalışmada hem hiperaktivite-impulsivite hem de dikkatsizlik belirti şiddetlerinin düşük YK’siyle ilişkili olduğu saptanmıştır.13,15,20 Farklı DEHB alt tiplerini YK açısından karşılaştıran çalışmalarda, her üç alt tipin, çoğu alt ölçeklerde kontrollere göre daha düşük puanlar aldıkları saptanmakla birlikte, bileşik alt tipte YK’nin en çok etkilendiği saptanmıştır.6,7 Bu sonuç, DEHB’de hem hiperaktivite-impulsivite hem de dikkatsizlik belirtilerinin YK’ye kötü etki ettiğini desteklemektedir. Çalışmamızda DEHB bileşik tip ve DEHB dikkat eksiliği baskın tip grupları YK’nin alt ölçekleri açısından karşılaştırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmamıştır. Her iki grubun YK’sinin kontrol grubundan düşük olduğu saptanmıştır.
DEHB tanılı olgularda YK ile ilgili yapılmış çoğu çalışmada, DEHB tanılı çocuk ve ergenlerin ebeveynlerinin çocuklarının YK ile ilgili geri bildirimleri, çocuklarının öz bildirimlerinden düşük bulunmuştur.20,29 Bunun nedeninin DEHB tanılı çocukların diğer ruhsal bozuklukların tersine kendi durumlarını daha pozitif algılaması, problemlerini gizlemek istemesi, sorunlarıyla başa çıkabilmek için inkar etmesi ya da dürtüsel ve bilişsel özellikleri nedeniyle soruları yanlış yorumlaması olabileceği belirtilmektedir.20,29 Çalışmamızda ise DEHB grubunda çocuk ve ebeveyn tarafından doldurulan ÇİYKÖ puanları değerlendirildiğinde duygusal, sosyal ve okul işlevselliği puanları, PSTP ve ÖTP arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptanmıştır. Bu durumun çalışma örneklemimizi oluşturan ergen yaş grubunun yaşantılarındaki güçlüklere yönelik farkındalıklarının daha iyi olması ile açıklanabileceği düşünülmüştür.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Çalışmamızın kesitsel olması ve örneklem sayısının azlığı çalışmamızın en önemli kısıtlılığıdır. Ayrıca kontrol grubu olarak sadece sağlıklı çocukların değerlendirilmesi ve YK hakkında öğretmen kanaatinin olmaması çalışmamızın diğer kısıtlılıkları olarak değerlendirilebilir. Çalışma ve kontrol grubuna alınan ve sonrasında çalışmayı bırakan olgu olmamıştır.
Sonuç
Sonuç olarak çalışmamızda, DEHB’nin dikkat eksikliği ve bileşik alt tip tanısı alan ergenlerde YK’yi olumsuz etkilediği, bu açıdan hem ebeveynlerin hem de ergenlerin YK algılarının birbiri ile tutarlı olduğu saptanmıştır. DEHB olgularının takip sürecinde, özellikle psikososyal sağlık alanında (duygusal, okul ve sosyal işlevsellik) çok yönlü değerlendirme ve desteğe ihtiyaç duydukları düşünülmüştür.
Etik
Etik Kurul Onayı: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan çalışma onayı alınmıştır (Karar no: 13-12/6).
Hasta Onayı: Çalışmaya katılmayı kabul eden gençlerin ebeveynlerinden yazılı bilgilendirilmiş onam alınmıştır.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu ve editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Konsept: S.K., B.Ö., Z.Y., Dizayn: S.K., C.A., S.E., T.B., B.Ö., Z.Y., Veri Toplama: E.Ş., Analiz ve Yorumlama: E.Ş., S.K., B.Ö., S.E., Literatür Arama: E.Ş., Yazan: E.Ş., S.K.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.