ÖZET
Akıllı telefonların çok fonksiyonlu yapısı ve kullanım yaygınlığı sonucunda sosyotelist davranışlara yaşamın herhangi bir alanında karşılaşmak olasıdır. İngilizce “phone” (telefon) ve “snubbing” (küçümseme, göz ardı etme) kelimelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan bu yeni kelime, bireylerin sosyal ortamlarda cep telefonlarıyla aşırı ilgilenmesi ve doğal olarak dikkatlerini diğer insanlardan uzaklaştırması olarak açıklanmaktadır. Ebeveyn sosyotelizmi, ebeveynlerin çocukları ile olan iletişimlerinde telefonlarıyla daha fazla ilgilenmeleri sonucunda çocukları ile olan ilişkinin engellemesini içerir. Ebeveyn sosyotelizmi, ebeveyn-çocuk iletişimini etkileyebileceğinden ergenin bazı risklerle karşı karşıya kalmasına yol açabilir. Bu nedenle, bu sistematik derlemenin amacı: alanyazında ebeveyn sosyotelizminin (parent phubbing) ergenlik dönemi bağlamında doğurgularını sistematik bir şekilde incelemektir. Bu amaçla da çalışmada “Ebeveyn sosyotelizminin ergenlik dönemi bağlamında doğurguları nelerdir?” sorusuna cevap aranmıştır. Veri tabanlarında yapılan aramalar sonucunda derinlemesine incelenen on üç araştırmanın sonuçları sentezlenmiştir. Bulgular ebeveyn sosyotelizminin ergenlerin depresyonlarını, yaşam doyumlarını, sorunlu akıllı telefon kullanımları ya da cep telefonu bağımlılıklarını, siber zorbalık davranışlarını ya da siber zorbalığa maruz kalmalarını, akademik tükenmişliklerini ve yalnızlıklarını doğrudan veya aracı değişkenler aracılığıyla yordayabileceğini düşündürmektedir. Bulgular bütünsel bir yaklaşımla ele alınarak alanda çalışan araştırmacılara ve uygulayıcılara öneriler sunulmuştur.
Giriş
Günümüzde sıklıkla kullanılan teknolojik araçlardan birisi, akıllı telefonlardır. Akıllı telefonlar bireyler tarafından arama yapma, bağlantı kurma, internete erişme, mesajlaşma ve sosyal ağlarda gezinme gibi ihtiyaçlarını gidermek için kullanılmaktadır.1 Bu işlevselliklerinin yanında akıllı telefon kullanımı, bazı bireyler için bağımlılık yapacak düzeye varabilmektedir.2,3 Bu sorunlu kullanım ile bireylerde hareketsizlik4, uyku kalitesinde düşüş ve gece uyanma5-7 gibi fiziksel sağlık problemleri görülebilmektedir. Ayrıca akıllı telefonların aşırı kullanımı, bireylerin daha fazla olumsuz duygular yaşamasına ve kaygı bozukluğu, depresyon gibi ruhsal bozukluklar geliştirmelerine zemin hazırlamaktadır.8-10 Akıllı telefonun patolojik kullanımı sadece fiziksel ve ruhsal sağlığı olumsuz yönde etkilemekle kalmamakta, aynı zamanda bireylerin sosyal ilişkilerine de büyük ölçüde zarar vermektedir. Nitekim alanyazında son zamanlarda “phubbing” (sosyotelizm) kavramı öne sürülmüş ve araştırmalarda değerlendirilmiştir.
Phubbing, temelde hiçbir doğal dilin kelime dağarcığında bulunmamaktadır. 2012 yılının Mayıs ayında Sydney Üniversitesi’nde bulunan bir ekip tarafından kavramsallaştırılmıştır.11,12 İngilizce “phone” (telefon) ve “snubbing” (küçümseme, göz ardı etme) kelimelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan bu yeni kelime, bireylerin sosyal ortamlarda cep telefonlarıyla aşırı ilgilenmesi ve doğal olarak dikkatlerini diğer insanlardan uzaklaştırması olarak açıklanmaktadır.13,14 Bu davranış, “snubbing” kelimesinin anlamı kapsamında akıllı telefonu sık sık kontrol ederek etkileşimdeki insanlara yapılan saygısızlığı ifade etmektedir.15 Phubbing, bu yönüyle kişilerarası iletişimi önemli ölçüde sekteye uğratmaktadır. Türkçeye “sosyotelizm” olarak çevrilen kavram, dijital çağdaki iletişim engelleri bağlamında değerlendirilebilir.16 Çünkü bireyin dikkatini hem telefona hem de etkileşimde olduğu kişiye dağıtması17 etkileşim içerisinde olunan insanla konuşma kalitesini düşürmektedir. Sosyotelizme maruz kalan kişiler bu davranışı kaba ve uygunsuz olarak değerlendirebilmektedirler.18 Ayrıca bu kişilerde ortama aidiyet duygusu azalmaktadır.19 Bu açıdan değerlendirildiğinde bu davranış, kişilerarası bağlantıların zayıflamasına yol açmaktadır.20
Akıllı telefonların çok fonksiyonlu yapısı ve kullanım yaygınlığı sonucunda sosyotelist davranışlara yaşamın herhangi bir alanında karşılaşmak olasıdır. Alanyazında sosyotelizm belli bir yaş grubunun ya da çevrenin sorunu olarak değerlendirilmekten ziyade bu davranışın sergilendiği alanlarla veya sergileyen kişilerin sosyal rolleriyle ilişkili olarak tanımlanmaktadır. Partner sosyotelizmi,21,22 ebeveyn sosyotelizmi23,24, akran sosyotelizmi25 ve yönetici sosyotelizmi26 gibi kullanımlar bu duruma örnek verilebilir. Ebeveyn-çocuk ilişkisi bağlamında kullanımına bakıldığında ise anne ya da babadan birinin bu davranışı tekrarlaması anne sosyotelizmi, baba sosyotelizmi ya da ebeveyn sosyotelizmi olarak adlandırılmaktadır.
Ebeveyn sosyotelizmi, ebeveynlerin çocukları ile olan iletişimlerinde telefonlarıyla daha fazla ilgilenmeleri sonucunda çocukları ile olan ilişkinin engellemesini içerir.27 McDaniel28 ebeveynlerin sosyotelizm davranışlarının nedenini incelemiş ve ebeveynlerin karşı koyamadıkları alışkanlıkları, cep telefonlarına sıkça bildirimlerin gelmesi, iş ve sosyal konularda baskı yaşamaları, ebeveyn rolünün getirdiği sıkıntılar, can sıkıntısı ve yalnızlık gibi bir çok sebepten ötürü çocuklarının yanında akıllı telefon kullandıklarını aktarmıştır. Ancak cep telefonları ile daha fazla zaman harcayan ebeveynler çocukları ile daha az zaman geçirirler ve dolayısıyla ebeveyn çocuk ilişkisindeki kalitenin düşmesine de neden olurlar.29,30 Ebeveynler akıllı telefonları ile ilgilendiklerinde etkileşimde bulundukları çocuklarıyla yeteri kadar göz teması kurmazlar31 ve yeteri kadar göz teması kurulmadığında da çocukların ebeveynleriyle duygusal bağ hissi azalabilir.32 Dahası, Xie ve Xie27 bu davranışı sergileyen ebeveynlerin bakım talebi olan çocuklarını ve ergenleri ihmal ettiklerini öne sürmüşlerdir. Çünkü sosyotelist davranışlar bakım sunanların dikkatlerinin dağılmasına ve bakım verilene karşı duyarlılığın azalmasına yol açar.33,34 Anne ya da baba tarafından tekrarlanan bu davranışlar çocukların ve ergenlerin yalnızlığını tetikleyebilir.35 Nitekim araştırmalar sosyotelizme maruz kalan kişilerde kişilerarası ilişkilerin ve ruh sağlığının olumsuz yönde etkilendiğini ortaya koymuştur.27 Örneğin, ebeveynleri tarafından sosyotelizme maruz kalan ergenlerde bu yüzden depresif belirtilerin36 ve akademik tükenmişliğin37 görülmesi daha olasıdır. Ek olarak, ebeveyn sosyotelizmini gözleyen ergenler sosyal öğrenme kuramına göre ebeveynlerini model alarak38 sosyotelist davranışlarda bulunabilirler24 ve ebeveynlerin sosyotelizmine bağlı olarak ergenlerin cep telefonu bağımlılığı artabilir.29,39,40
Ebeveynle ilişki, ergenlerin kişilerarası etkileşiminin önemli bir parçasıdır.41 Sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisi ergenin benlik saygısını artırır ve daha olumlu benlik geliştirmesine yardımcı olur.42,43 Zhang44 yüksek kaliteli ebeveyn-çocuk iletişiminin çocukların akademik performansı üzerinde önemli ölçüde olumlu bir etkisinin olduğunu bulmuştur. Ebeveynlerle açık iletişim; ergenleri okula uyum sorunları, düşük benlik saygısı, depresyon ve madde kullanımı gibi risklerden korumaktadır.45 Tüm bunlardan hareketle ergenin ebeveyni tarafından sosyotelizme maruz kalması, ebeveyn-çocuk iletişimini etkileyebileceğinden dolaylı olarak da ergenin bazı risklerle karşı karşıya kalmasına yol açabilir. Ancak bu konuda kesin bir görüşe varılabilmesi için güncel bir kavram olarak değerlendirilen sosyotelizme dair alanyazındaki çalışmaların değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Bu nedenle, bu sistematik derlemenin amacı: alanyazında ebeveyn sosyotelizminin (parent phubbing) ergenlik dönemi bağlamında doğurgularını sistematik bir şekilde incelemektir. Bu amaçla da çalışmada “Ebeveyn sosyotelizminin ergenlik dönemi bağlamında doğurguları nelerdir?” sorusuna cevap aranmıştır.
Gereç ve Yöntem
Bu çalışmada, sistematik derleme yöntemi kullanılmıştır. Sistematik derleme, araştırmacının belli bir konuda çeşitli ölçütler dahilinde yapılmış araştırmaları sistemli ve tarafsız bir şekilde değerlendirdiği çalışmaları kapsamaktadır.46 Bu araştırmanın amacı kapsamında, konu ile ilgili araştırma makaleleri elektronik ortamda taranmıştır. Yapılan tarama Web of Science, Wiley Online Library, PubMed, TRDizin, Science Direct, ERIC ve EBSCO (Academic Search Ultimate) veri tabanlarında “phubbing”, “peer phubbing”, “phubbing behavior”, “being phubbed”, “phone snubbing”, “sosyotelizm” ve “sosyotelizme maruz kalma” anahtar kelimeler ile makale başlıklarında Türkçe ve İngilizce dilinde yapılmıştır. Kavramın alanyazında ilk kez 2012 yılında kullanılmış olması11 sebebiyle tüm taramalarda tarih aralığı 2012-2021 olarak belirlenmiştir. Çalışmanın dahil etme ölçütleri şunlardır: (1) Araştırma makalesi olması, (2) Çalışma grubunun ergen ve çocuklardan oluşması, (3) İngilizce veya Türkçe dilinde olması. Tarama sonucunda tarih, akademik dergiler, araştırma makalesi şeklinde filtrelemeler yapılarak toplamda 246 araştırma makalesine ulaşılmıştır. Dışlama ölçütlerinin uygulanması sonucunda ise tam metnine ulaşılan 13 makalenin (Tablo 1) derinlemesine incelemesi yapılmıştır. PRISMA akışı47 ile belirlenen alanyazın taraması sürecini gösteren şekil aşağıda verilmiştir (Şekil 1).
Bulgular
Örneklem Özellikleri ve Yöntem
Detaylı incelemeye alınan 13 araştırmanın tümü Çin’de yapılmıştır.22-24,27,30,37,40,48,49-53 Çalışma gruplarına toplamda 19,115 öğrenci dahil edilmiştir. Çalışma gruplarına dahil edilen ergenlerin yaş ortalaması 12,8 ile 16,6 yıl arasında değişmektedir. Çalışmaların tamamında örneklem kız ve erkek öğrencilerinden oluşmaktadır. Araştırmaya dahil edilen bütün çalışmalarda ebeveyn sosyotelizmi ile ilgili değişkenler arasında ilişkisel tarama modeli ile aracılık ilişkisi araştırılmıştır. Çalışmaların tamamının herhangi bir tarih filtrelemesi yapılmamasına rağmen 2019-2020 yılları arasında yayımlandığı görülmüştür.
Ebeveyn Sosyotelizmi ve İlişkili Kavramlar
Bu araştırma kapsamında incelenen tüm çalışmalarda ebeveyn sosyotelizmi (bazı çalışmalarda tek bir ebeveyn sosyotelizmi) bağımsız değişken olarak ele alınmıştır. Ebeveyn sosyotelizmi ergenlerin depresyonlarını,22,27,50 yaşam doyumlarını,48 sorunlu akıllı telefon kullanımları ya da cep telefonu bağımlılıklarını,23,24,40,49 siber zorbalık davranışlarını ya da siber zorbalığa maruz kalmalarını,51-53 akademik tükenmişliklerini37 ve yalnızlıklarını30 doğrudan veya dolaylı olarak yordamıştır. Bu değişkenlere dair bulgular aşağıda detaylı olarak sunulmuştur.
Ebeveyn Sosyotelizmi ve Ergenlerin Depresyonu: İncelenen çalışmaların üç tanesinde (%23,1) ebeveyn sosyotelizmine maruz kalan ergenlerde depresyonun seviyesinin yükseldiği bildirilmiştir. Ancak bu üç araştırmada ele alınan aracı değişkenler birbirinden farklıdır. Xie ve Xie27 ebeveyn sosyotelizmine maruz kalan ergenlerin depresyon düzeylerinin hem doğrudan hem de dolaylı olarak arttığını bulmuşlardır. Araştırmada ebeveyn sosyotelizmi, ergenlerin algıladıkları ebeveyn sıcaklığını azaltmıştır. Ebeveyn sıcaklığı az olan ergenlerin ilişki ihtiyacı azalmış ve ilişki ihtiyacı azaldığı için de depresyon seviyeleri artmıştır. Ebeveyn sosyotelizmi ergenlerin ebeveyn reddini artırmıştır. Algılanan ebeveyn reddi arttıkça ilişki ihtiyacı azalmış olup bu da depresyonu artırmıştır. Bai ve ark.50 ergen sosyotelist davranışlarının ebeveyn sosyotelizmine bağlı olarak arttığını saptamıştır. Hem ebeveyn sosyotelizmi hem de ergenlerin sergiledikleri sosyotelist davranışlar birlikte ergenlerin depresif belirtiler göstermesine yol açmıştır. Wang ve ark.22 ebeveyn sosyotelizminin ergenin depresyonunu benlik saygısı ve sosyal destek azlığı yoluyla artırdığını bulmuşlardır. Benlik saygısı düşük olan ergenlerin ebeveyn sosyotelizmine karşı daha hassas olduklarını ve depresyon yaşamalarının daha olası olduğu çalışmada bildirilmiştir. Hem benlik saygısı yüksek hem de sosyal desteği yüksek olan ergenlerde ebeveyn sosyotelizmi ile depresyon ilişkisi önemsizleşmektedir. Üç araştırma birlikte değerlendirildiğinde ebeveyn sosyotelizmi ile ergenin depresyonu arasında ebeveyn-çocuk sıcaklığı, ilişki ihtiyacı, ebeveyn reddi, ergenin sosyotelist davranışları, benlik saygısı ve sosyal desteğin aracı etkileri saptanmıştır.
Ebeveyn Sosyotelizmi ve Ergenlerin Yaşam Doyumu: İncelenen çalışmaların sadece bir tanesinde (%7,7) ergenlerin yaşam doyumları ile ebeveynleri tarafından maruz kaldıkları sosyotelist davranışları arasındaki ilişki incelenmiştir. Liu ve ark.48 yaptıkları araştırmada ebeveyn sosyotelizminin yaşam doyumu üzerinde dolaylı olarak olumsuz yönde etkisi saptanmıştır. Ergenlerin ebeveynleri ile ilişkilerinden memnun olması yaşam doyumlarını artırmaktadır. Bağlanma stilleri bu ilişkide düzenleyici rolündedir. Güvensiz ve kaygılı bağlanan ergenlerin, ebeveyn sosyotelizmine karşı daha hassas oldukları daha az ilişki memnuniyeti yaşadıkları ve yaşam doyumlarının daha düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir.
Ebeveyn Sosyotelizmi ve Ergenlerin Sorunlu Akıllı Telefon Kullanımı: İncelenen çalışmaların dört tanesinde (%30,8) ebeveyn sosyotelizmi ile ergenlerin sorunlu akıllı telefon kullanımları ya da cep telefon bağımlılıkları arasında ilişki saptanmıştır. Bu ilişkilere farklı değişkenler aracılık etmiştir. Geng ve ark.49 ebeveyn sosyotelizminin ergenin yalnızlığını etkileyerek sorunlu akıllı telefon kullanımına yol açtığını saptamışlardır. Ayrıca ebeveynleri tarafından sosyotelizme maruz kalan ergenlerin gelişmeleri kaçırma korkuları da yalnızlıklarını artırmakta ve sorunlu akıllı telefon kullanımlarını artırmaktadır. Buna ek olarak Zhang ve ark.24 ebeveyn sosyotvelizmi ile ergenin sorunlu akıllı telefon kullanımı arasında sosyal kaygı ve öz değerlendirmenin; Xie ve ark.40 ise bu ilişkide ergenin riskli davranış sergileyen arkadaşlara sahip olması ve ebeveyn-çocuk bağlanmasının ve Niu ve ark.23 ise ebeveyn-çocuk ilişkisinin aracı etkisi olduğunu bulmuşlardır. Bu dört araştırma birlikte değerlendirildiğinde ebeveyn sosyotelizmi ile ergenin sorunlu akıllı telefon kullanımı arasında yalnızlık, yalnızlığa etki eden gelişmeleri kaçırma korkusu, sosyal kaygı, öz değerlendirme, riskli arkadaşlara sahip olma, ebeveyn çocuk ilişkisi ve bağlanması aracılık etmektedir.
Ebeveyn Sosyotelizmi ve Ergenlerde Siber Zorbalık: İncelenen çalışmaların üç tanesinde (%23,8) ebeveyn sosyotelizmi ile ergenlerde siber zorbalık arasında ilişki saptanmıştır. Qu ve ark.51 anne tarafından sosyotelizme maruz kalan ergenin daha fazla yalnızlık hissi yaşayarak siber zorbalık davranışında bulunduğunu saptamışlardır. Ergenler annenin sosyotelist davranışlarından hareketle anne tarafından kabul edilmediklerini algılayarak siber zorbalık davranışında bulunurlar. Wang ve ark.52 ebeveyn sosyotelizmi ile ergen siber zorbalığı arasındaki ilişkiye ergenin ahlaki ayrılmasının aracılık ettiğini öne sürmüştür. Wei ve ark.53 ergenin ebeveyn sosyotelizminden etkilenerek siber zorbalığa maruz kaldığını belirlemişlerdir. Ebeveyn sosyotelizmi ile ergenin siber zorbalığa maruz kalması arasında kaygı aracılık etmektedir. Ek olarak bu ilişkide siber zorbalığı azaltmak için Çin düşüncesi olan Zhong-Yong düşüncesinin (belirli durumlarda bireylerin içsel ihtiyaçlar ile dışsal koşulları bütünleştirerek çok amaçlı düşünme biçimi) artırılması önerilmiştir.
Ebeveyn Sosyotelizmi ve Ergenin Yalnızlığı: İncelenen araştırmalardan birinde (%7,7) ergen yalnızlığı ele alınmıştır. Wang ve ark.’nın30 çalışmasında anne sosyotelizmi, anne-ergen iletişiminin gücüne bağlı olarak ergenin yalnızlık yaşamasını yordamaktadır. Anne sosyotelizmi düşük düzeyde iken anne-ergen iletişimi yoluyla algılanan anne kabulünü düşürmektedir. Bu da ergenin yalnızlık düzeyini artırmaktadır.
Ebeveyn Sosyotelizmi ve Ergenlerde Akademik Tükenmişlik: İncelenen araştırmalardan bir tanesinde (%7,7) ebeveyn sosyotelizmi ile ergenin akademik tükenmişliği arasındaki ilişkiye dikkat çekilmiştir. Bai ve ark.37 anne sosyotelizminin ergen ruh sağlığını artırarak ergenlerde akademik tükenmişlik puanlarını artırmaktadır.
Tartışma
Bu çalışmada, sistematik derleme yöntemi kullanılarak alanyazında farklı yaş gruplarında ve farklı yaşam alanlarında sıklıkla araştırılan sosyotelizm (phubbing) konusu ebeveyn sosyotelizmi ve ergen örneklemi bağlamında ele alınmıştır. Bu kapsamda da uluslararası alanyazında ebeveyn sosyotelizminin ergenin yaşamındaki doğurguları incelenmiştir. Yapılan taramalar sonucunda bu sistematik derlemeye 13 araştırma dahil edilmiştir. İncelenen on üç araştırma makalesinde toplam 19.115 katılımcı yer almakta olup katılımcıların yaş ortalaması 12,8 ile 16,6 yıl arasında değişmektedir. Çalışmaların tümü araştırma makalesi olup Çin’de yürütülmüştür. Çin’de Mart 2020’de internete %93,0 oranında akıllı telefonlar aracılığıyla erişildiği bilgisi, ülkede akıllı telefon yaygınlığı konusunda fikir sağlayabilir.54 Ancak Türkiye’de bu dönemde internet kullanım oranın %88,555 olmasına rağmen bu konuda herhangi bir çalışmaya rastlanılmaması Türkiye’de ebeveyn sosyotelizmi ve ergenler ile ilgili araştırmaların yetersiz olduğu ve bu yeni kavrama dair araştırmalara ihtiyaç olduğu sonucunu doğrulayabilir.
Bu sistematik derleme kapsamında taranan araştırmalar sonucunda ebeveyn sosyotelizminin ergenlerin depresyonlarını,22,27,50 yaşam doyumlarını,48 sorunlu akıllı telefon kullanımlarını ya da cep telefonu bağımlılıklarını,23,24,40,49 siber zorbalık davranışlarını ya da siber zorbalığa maruz kalmalarını,51-53 akademik tükenmişliklerini37 ve yalnızlıklarını30 doğrudan veya dolaylı olarak yordadığı belirlenmiştir. İlgili değişkenler ele alındığında ebeveyn sosyotelizminin ergenin bireysel, sosyal ve akademik yaşamında duygusal ve/veya davranışsal belirtileri ile ilişkili olduğu ve yaşamında olumsuzluklara yol açabildiği söylenebilir. Ancak bu derlemede ele alınan çalışmaların tamamının, nedensel modelde olmadığı göz önüne alındığında ebeveyn sosyotelizmi ile ergenlerin psikolojik belirtileri arasındaki neden-sonuç ilişkisinin kanıtlanabilmesi için deneysel çalışmalara ihtiyaç vardır. Öte yandan, çocuklarla çalışan araştırmacıların dikkat etmesi gereken etik ilkelerden biri olan “zarar vermeme ilkesi” göz önüne alındığında da var olan betimsel sonuçlar ışığında deneysel araştırmaların gerçekleştirilmesi mümkün değildir.
Bu sistematik derlemenin bulgularından birisi; ebeveyn sosyotelizmi ile ergenin depresyonu arasında ebeveyn-çocuk sıcaklığı, ilişki ihtiyacı, ebeveyn reddi, ergenin sosyotelist davranışları, benlik saygısı ve sosyal desteğin aracı etkilerinin bulunduğunun belirlenmesidir.22,27,50 Görüldüğü üzere, bu değişkenlerin bazıları çocuğa, bazıları ebeveyne, bazıları ise ebeveyn-çocuk ilişkisine özgü değişkenlerdir. Tüm bu değişkenlerin ortak noktası ise sosyal ilişkiyi etkileyen veya sağlıklı sosyal ilişki için istenmedik faktörler olmalarıdır. Ebeveyn sosyotelizmi sağlıklı ve etkin bir iletişim için ebeveynlerin sergilememesi gereken bir davranışken, söz konusu değişkenlerin de bu ortak nokta ile ebeveyn-çocuk iletişimini kötüleştirmesi ve ergenin depresyonunda aracılık rollerinin bulunması beklendik bir durumdur. Nitekim sosyotelizmin yaşandığı bir etkileşimde, davranışa maruz kalan birey, daha düşük iletişim kalitesi ve ilişki memnuniyeti hissederek ortama ilişkin aidiyetini azaltabilir.19 Karadağ ve ark.’nın31 belirttiği gibi sosyotelist davranışların sergilendiği ortamlarda bireylerin kişilerarası ilişkilerin olumsuz bir şekilde seyrettiği, göz temasının azaldığı, iletişim malzemesinin tam olarak iletilmediği ve sosyotelistlerin kendisini ortamda olup bitene kapattığını öne sürmektedir. Benzer bir şekilde sosyotelist davranış ortamda bulunan bireylere önemsenmedikleri fikrini doğurabilir.56 Nitekim Al‐Saggaf ve O’Donnell57 sosyotelist davranışların empatik ilgiyi, yakın ilişkileri ve kişilerarası güveni azalttığını ve depresyonu tetiklediğini belirtmişlerdir. Benzer şekilde, Stockdale ve ark.58 sosyotelizme maruz kalmanın depresyon ile ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Tüm bu sonuçlar ebeveyn ile ergen ilişkisine indirgendiğinde sosyotelist davranış sergileyen bir ebeveyne sahip olan bir ergen, ebeveyn sıcaklığını hissedemeyebilir, ebeveyn tarafından reddedildiğini ya da değersiz görüldüğünü algılayabilir. Benlik algısı düşük düzeyde olan ergenlerin sosyotelizm karşısında depresyon puanlarının daha yüksek olması22 da bu görüş desteklenmektedir.
Bu sistematik değerlendirmenin bir diğer bulgusu ise ebeveyn sosyotelizmi ile ergenin sorunlu akıllı telefon kullanımı arasında yalnızlık, yalnızlığa etki eden gelişmeleri kaçırma korkusu,49 sosyal kaygı, öz değerlendirme,24 riskli davranış sergileyen arkadaşlar ve ebeveyn-çocuk bağlanması23,40 değişkenlerinin aracılık ettiğinin belirlenmesidir. Yapılan çalışmalar sosyotelist davranışları olan bireyler ile maruz kalanlar arasında duygusal bağlantı hissinin azaldığını göstermektedir.32 Parmaksız59 sosyotelizmi yüz yüze iletişimi engelleyerek bireyleri yapay bir gerçekliğe götüren ve kişilerarası ilişkileri bozan bir kavram olarak değerlendirmiştir. Benzer bir şekilde Aydoğdu ve Çevik16 sosyotelist davranışlar ile yalnızlık arasındaki bağlantıya dikkat çekmişlerdir. Guazzini ve ark.60 sistematik derlemenin bu bulgusuyla uyumlu şekilde sosyal kaygısı fazla olan bireylerin daha fazla sosyotelist davranışlar sergilediklerini aktarmıştır. Ebeveyn sosyotelizmine maruz kalan ergenler yalnızlık, sosyal kaygı ve ebeveynle-ergen arasındaki duygusal bağlantı hissinin azalması gibi aracı değişkenlerle akıllı telefon bağımlılığı geliştirebilecekleri gibi ebeveyn sosyotelizmi ebeveyn-çocuk iletişiminin ve/veya bağlanmasının kötü düzeyde olmasının da bir işareti olabilir. Diğer bir deyişle, çocuğu ile sağlıklı bir iletişimi olmayan ve/veya etkili ebeveynlik becerisi sergilemeyen ebeveynler, sosyotelizmi daha fazla sergiliyor olabilirler. Bian ve Leung61 ise yalnızlığın problemli internet kullanımının önemli bir yordayıcısı olduğunu saptamışlardır. Ancak kesin bir görüşe varılabilmesi için nedensel çalışmalara ihtiyaç vardır. Bir diğer yönden, Bandura’nın38 Sosyal Öğrenme Kuramı da rol model alma yoluyla bazı davranışların kazandırıldığını açıklamakta önemli bir referans noktası olarak değerlendirilebilir. Bir başka deyişle, ergenler ebeveynlerini model alarak da daha fazla problemli internet kullanımı sergiliyor olabilirler.
Bu çalışmanın bir diğer bulgusu ise üç araştırmada ebeveyn sosyotelizmi ile ergenlerin siber zorbalık davranışları arasında bir ilişkinin saptanmış olmasıdır.51-53 Bu durum ebeveyn izleminin yokluğundan kaynaklanabileceği gibi sosyotelist davranışlar sonucunda hissedilen yalnızlık, değersizlik gibi duygularla baş etmek için de ergenler tarafından saldırgan davranışlar gerçekleştiriliyor olabilir. Stockdale ve ark.58 ergenlerin ebeveynleri tarafından sosyotelizme maruz kaldıklarında siber zorbalık yaşadıklarını bulmuşlardır. Ebeveyn sosyotelizmi ebeveyn ile ergen arasındaki algılanan ebeveyn kabulünü engelleyerek ergenin yalnızlığını tetikleyebilir. Bu da problemli internet kullanımı yoluyla çevrimiçi saldırganlığı tetikleyebilir. Nitekim ebeveyn ile ergen arasındaki bağlanma düzeyi arttıkça siber zorbalık davranışı azalmaktadır.62 Kaldı ki siber zorbalığın azaltılmasında ebeveynin katılımının önemli olduğu alanyazında vurgulanmaktadır (ör., Martín-Criado ve ark.63).
Ebeveyn sosyotelizmi ile ergenin akademik tükenmişliği arasında ilişki bulunmuştur.37 Ebeveynin ergenle kurduğu bağlantı daha az okul problemi yaşamasını sağlayabilir. Bu durumda ergen akademik tükenmişliği daha az hissedebilir. Anne ve babayla açık ve etkili bir iletişim sağlayabilen ergenler ebeveynlerine daha güvenli bağlanırlar ve daha az okul problemi yaşarlar. Shin ve ark.64 anne ve babaya sağlıklı bağlanan ergenlerin daha az akademik tükenmişlik yaşadığını bulmuşlardır.
Sonuç
Sonuç olarak bu sistematik derlemede incelenen araştırma makaleleri birlikte değerlendirildiğinde ebeveyn sosyotelist davranışlarına maruz kalan bir ergenin; depresyon, sorunlu akıllı telefon kullanımı, siber zorbalık davranışında bulunma ve siber zorbalığa maruz kalma, yalnızlık, akademik tükenmişlik ve düşük yaşam doyumu ile karşı karşıya olduğu söylenebilir. Ebeveyn sosyotelizminin bu olumsuz doğurguları ruh sağlığı çalışanları tarafından dikkate alınması, başta aile olmak üzere davranışın sergilendiği okul ve akran ilişkileri bağlamında sosyotelizmin ele alınması ve bu kavram hakkında farkındalığın oluşturulması önemlidir. Okul psikolojik danışmanları tarafından bireysel görüşmeler yapılarak ya da ölçekler, gözlemler ya da sınıf öğretmeni görüşleri ile ebeveyn sosyotelizmine maruz kalan öğrenciler belirlenerek bu öğrencilerin velilerine psiko-eğitimler sunulabilir. Benzer bir şekilde ebeveynlik becerileri ile sosyotelizm arasındaki ilişkiyi araştıran derinlemesine araştırmalar bu ilişkiyi etraflıca anlamak adına faydalı olabilir. Aile danışmanlığı alanında çalışan ruh sağlığı çalışanlarının sosyotelizmi önleme programları geliştirmesi önerilebilir. Ek olarak Türkiye’de sosyotelizm konulu çalışmaların odağına ergenler ve çocukları almak yararlı olabilir. Ebeveyn sosyotelizmi konusunda oluşturulacak farkındalık araştırmacıların Türk kültüründe kavramın derinlemesine incelemesine eğilmesini sağlayarak araştırma sonuçlarına bağlı önerilerin uygulanması konusunda kaynak sağlayacaktır. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde ebeveyn sosyotelizmine ilişkin çalıştaylar düzenlenmesi kavramın okul ortamında tanınması ve olası olumsuz sonuçları hakkında bilgi edinilmesini sağlayabilir.
Bu araştırma belli sınırlılıkları bulunmaktadır. Öncelikle taranan çalışmaların sadece Çin’de gerçekleştirilmiş olması sonuçların farklı kültürlere genellenebilmesini düşürmektedir. Ayrıca ele alınan çalışmalar deneysel çalışmalar olmadıklarından neden-sonuç çıkarımı yapılmasını engellemektedir. Son olarak taranan çalışmalarda örnekleme yönteminin rastgele olmaması, uygun örnekleme yöntemlerinin kullanılması çalışmanın sınırlılıkları kapsamında değerlendirilebilir.