Ergenlerde Cinsel Kimlik ve Yönelim Sorunlarında Değerlendirme ve İzlem: Dört Kız Olgu
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Diğer
P: 51-64
Mart 2014

Ergenlerde Cinsel Kimlik ve Yönelim Sorunlarında Değerlendirme ve İzlem: Dört Kız Olgu

Turk J Child Adolesc Ment Health 2014;21(1):51-64
1. Doç. Dr., Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, İzmir.
2. Uzm. Dr., Tokat Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Tokat.
3. Prof Dr., Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, İzmir.
4. Uzm. Psk., Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD, İzmir.
5. Prof. Dr., Emekli Öğretim Üyesi, 1402 sok. No: 2/7 Alsancak, İzmir.
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Yayın Tarihi: 17.05.2019
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Cinsel Kimlik Bozukluğu (CKB) kişinin biyolojik cinsiyetinden ve cinsel kimlik rolünden sürekli ve şiddetli olarak rahatsızlık duyması, karşı cinsten olma isteği, ısrarı ve karşı cinsiyetle güçlü bir özdeşim kurması ile tanımlanmaktadır. Cinsel kimlik duygusunun yapılanmasında biyolojik etmenler ile kültürel özellik ve değerlerin karşılıklı etkileşimi bulunmaktadır. Cinsel kimlik ve yönelim sorunları olan gençlerin biyolojik, psikolojik ve sosyal özellikleri çok yönlü ve çok disiplinli olarak değerlendirilmelidir. Cinsel kimlik sorunları ile bir arada görülen ruhsal sorunların tedavisi, örgün eğitim sisteminde okula devamının sağlanması, ailenin bütünlüğü ve çocuklarını destekleyici yaklaşımları izlem süreci ve koruyucu ruh sağlığı açısından önemlidir. Bu yazıda, cinsel kimlik ve yönelim sorunları ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Gençlik Birimi’ne başvuran, 14–17 yaş aralığındaki dört kız olgunun ayrıntılı ruhsal değerlendirmesi ve izlem sonuçları yazın bilgileri eşliğinde tartışılmıştır. İzlenen ergenlerin ikisinde cinsel kimlik sorunları, gelişimsel dönemin bir özelliği olarak değerlendirilirken diğer ergenlerde cinsiyet kimlik rolü ile ilgili duygu ve sıkıntılarının yoğun ve süreğen olduğu görülmüştür. Ayırıcı tanıda ve izlemde çeşitli nedensel ve prognostik etmenlerin olgu bazında dikkatle değerlendirilmesi önemlidir. Bu yazının çok boyutlu değerlendirme, teröpotik yaklaşım ve izlem sürecindeki prognostik etmenler açısından katkı sağlayabileceği düşünülmüştür.