Ergenlerde Duygu Düzenleme ve İntihar Amacı Olmayan Kendini Yaralama Davranışı Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi: Sistematik Bir Gözden Geçirme
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Derleme
P: 110-122
Temmuz 2024

Ergenlerde Duygu Düzenleme ve İntihar Amacı Olmayan Kendini Yaralama Davranışı Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi: Sistematik Bir Gözden Geçirme

Turk J Child Adolesc Ment Health 2024;31(2):110-122
1. Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü, Diyarbakır, Türkiye
2. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Bölümü, Diyarbakır, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 06.10.2021
Kabul Tarihi: 14.02.2022
Online Tarih: 31.07.2024
Yayın Tarihi: 31.07.2024
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZ

Duygu düzenleme süreçleri ve bu süreçlerin birçok değişken üzerindeki etkileri günümüzde alan yazında sık araştırılan konulardandır. Özellikle bu süreçlerin ergenlik döneminde sıklıkla rastlanılan intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı üzerinde etkilerinin de olduğu alan yazında belirtilmektedir. Bu nedenle, mevcut çalışmanın amacı ergenlerde duygu düzenleme ve intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı arasındaki ilişkiyi inceleyen son 15 yıl içerisinde yapılmış olan çalışmaların sistematik olarak incelenmesidir. Bu derleme, “Preferred Reporting Items for Systematic Reviews and Meta-Analysis” kriterleri esas alınarak yazılmıştır ve makaleler belirlenen anahtar kelimeler kullanılarak “PubMed”, “ScienceDirect/Elsevier” ve “Wiley Online Library” veri tabanlarında Nisan-Mayıs 2021 tarihleri arasında taranmış ve belirlenen kriterlere uygun olan 20 makale derlemeye dahil edilmiştir. Dahil edilen çalışmaların yedisi boylamsal ve on üçü kesitsel olarak yapılmıştır. Çalışmalarda duygu düzenleme kapsamında en sık olarak “duygu düzenleme, duygu düzensizliği, bilişsel yeniden değerlendirme, dışavurumcu bastırma ve ruminasyon” kavramları ele alınmıştır. Ayrıca, bu kapsamda daha fazla ve birbirinden farklı kavramlar da incelenmiştir. Çalışmaların sonuçları genel olarak ele alındığında, duygu düzenleme stratejilerinin uyumsuz olanlarının daha fazla kullanılmasının ergenlerde intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışını yordadığı ve ergenlik döneminde özellikle de duygu düzenlemede zorlukların oluşmasında rolü olabilecek başka değişkenlerin de duygu düzenleme ve kendini yaralama davranışı arasındaki ilişkiye etki ettiği bulunmuştur. Bulgular, ergenlik döneminde ortaya çıkan bu zorluklar ve riskli davranışların sıklıkla görüldüğünü ve ergenlerde bu süreçlere ayrı bir dikkatin olması gerektiğini göstermeleri açısından önem arz etmektedir.

Anahtar Kelimeler:
Ergenler, duygu düzenleme, intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı

Giriş

Duygular ve Duygu Düzenleme

Duygular alanyazında genel olarak, öznel deneyimi, ifade edilen davranışı (örn: yüzde, bedensel, sözel) ve çevresel fizyolojik tepkileri (örn: kalp atış hızı, solunum vb.) içeren insan zihninin merkezi bir özelliği olan psikolojik durumların toplamı şeklinde tanımlanmaktadır.1 Günlük yaşam içerisinde duygularımızı nasıl düzenlediğimiz oldukça önemli bir durumdur, çünkü aslında halihazırdaki esenliğimiz duygularımızla ayrılmaz bir şekilde sıkı sıkıya bağlıdır.2 Thompson3 duygu düzenlemeyi, “kişinin hedeflerine ulaşabilmesi için duygusal tepkileri, onların yoğunluğunu ve zamansal özelliklerini izlemek, değerlendirmek ve değiştirmekten sorumlu olan dışsal ve içsel süreçler” olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla duygu düzenleme süreci, pozitif ve negatif duyguların yoğunluğunu ve süresini artırmayı, sürdürmeyi veya azaltmayı hedefler4 ve belirli stratejiler ile gerçekleşir.5 Duygu düzenleme sürecinde bulunan stratejiler kendi içerisinde ikiye ayrılmaktadır; öncül odaklı (antecedent-focused) ve tepki odaklı (response-focused) duygu düzenleme stratejileri.5 Öncül odaklı duygu düzenleme stratejileri (örn: bilişsel yeniden değerlendirme), duygu üretiminin erken zamanlarında, henüz duygu ortaya çıkmadan duyguyu daha uyarlanabilir hale getirmeyi amaçlamaktadır.5 Bilişsel yeniden değerlendirme, bilişsel duygu düzenleme sürecinin pozitif yönüdür ve potansiyel olarak duygu ile ilgili uyaranları duygusal olmayan terimlerle yeniden yorumlamak olarak tanımlanmaktadır.2 Ayrıca öncül odaklı duygu düzenleme stratejileri, durum seçimi, durum değişimi, dikkati dağıtma ve bilişsel değişimi de içermektedir.5 Tepki odaklı duygu düzenleme stratejileri ise duygu üretme sürecinden çok daha sonra gerçekleşir ve buna verilen yanıtların değişimini temsil eder, örneğin bu yanıtlar fizyolojik, davranışsal veya deneyimsel olabilir.5 Bu stratejilerden biri olarak kabul edilen bastırma veya dışavurumcu bastırma (expressive suppression) duygu uyandıran bir olaya tepki olarak ortaya çıkan duygu ifadesini engellemeyi içerir5 ve yapılan çalışmalarda baskılayıcı tipteki düzenleyici stratejilerin kişilerin sağlıkları açısından risk faktörü olduğunu öne sürülmüştür.6 Alanyazında sıklıkla karşılaşılan duygu düzenleme stratejilerinden biri de ruminasyondur (yani, kontrol edilmesi zor olarak algılanan bir veya daha fazla olumsuz kaygılı durum hakkında tekrarlayan düşünme) ve duygu düzenlemenin negatif bilişsel sürecini temsil eder.7 Ruminasyon stratejisinin altında yatan düşünce kalıplarına bakıldığında “problem odaklı düşünceler, tekrarlayan düşünceler, karşı-olgusal düşünme (geçmişte olmuş olan olaylara olumlu veya olumsuz bir şekilde sonuçlanan yeni alternatifler düşünme”8 ve öngörülü düşünme (henüz gerçekleşmemiş durumlar üzerine düşünme, örneğin; “eğer bu durum olursa onu düşünmeyi asla bırakamayacağım” gibi) karşımıza çıkmaktadır.9

Ergenler ve Duygu Düzenleme

Duygu düzenlemenin gelişimi erken çocukluk döneminde başlar ve aslında yaşam boyu devam eder.10 Erken çocukluk döneminde kişi artık yavaş yavaş kendi duygularını, başkalarının duygularını ve bu duygulara neden olan durumları ve sonuçları belirler ve bu duyguları yönetmek ve düzenlemek için bazı stratejiler kullanmaya başlar.11 Fakat esas olarak ergenlikte, bu süreçler çok daha fazla belirgin hale gelir.10 Çünkü ergenlik, çocukluktan yetişkinliğe doğru bir geçiş evresidir ve bu süreçte kişilerin beyin gelişiminde, fiziksel görünümünde ve akran bağlamında birçok değişim meydana gelir.12 Bu psikososyal ve biyolojik değişiklikler ergenler için bir stres yaratır ve böylelikle duygu düzenleme sürecini olumsuz bir şekilde etkiler.12 Artan stresle karakterize edilen ergenlik dönemindeki duygu düzensizliği o dönemde ortaya çıkan bazı psikopatolojilerin gelişiminde aracı bir role sahip olabilir.13 Bu psikopatolojilerden biri de intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışıdır [non-suicidal-self-injury (NSSI)].

İntihar Amacı Olmayan Kendini Yaralama Davranışı

İntihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı, DSM-5 tanı ölçütleri kitabında bölüm 3’te “daha ileri araştırmalar için durumlar” alt başlığı altında bulunmaktadır.14 İntihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı, kişinin intihar niyeti olmadan kasıtlı olarak vücudunun yüzeyinde kanama, morarma veya ağrıya neden olabilecek her türlü hasara neden olacak davranışları sergilemesi olarak tanımlanabilir ve yaygın davranışlar arasında vücudunu bir bıçakla ya da başka bir araçla kesmek bulunmakta ve bu durum özellikle kollar, bacaklar, mide, kafa ve cinsel organlarda kesikler olarak karşımıza çıkmaktadır.14 Ayrıca, vücuda vurma, bir yerlere aşırı şekilde sürtünme veya şiddetli kaşınmalar da bu davranışlar arasında bulunmaktadır.14

Ergenler ve İntihar Amacı Olmayan Kendini Yaralama Davranışı

İntihar amacı olmayan kendini yaralama davranışları erken başlangıçlıdır ve özellikle de ergenlerde görülmektedir.15 Hawton ve James15 yapmış oldukları bir çalışmada ergenlerin %7,0-14,0’ının en az bir defa kasıtlı olarak kendilerini yaralamış olduklarını belirtmişlerdir. Bu davranış genellikle 12 ile 15 yaşları arasında başlar ve haftalarca, aylarca ve hatta yıllarca sürebilir. Bu da bize bu davranışın aslında geçici bir durum olmadığını göstermektedir.16 Bu davranışın ortaya çıkmasının ergenlik dönemine denk gelmesinden dolayı alan yazında bulunan çoğu araştırma ergenlere yönelik yapılmıştır.17, 18

Ergenler, Duygu Düzenleme ve İntihar Amacı Olmayan Kendini Yaralama Davranışı

İntihar amacı olmayan kendini yaralama davranışının en yaygın nedeni, yoğun olan üzücü duyguların ortadan kaldırılması için fiziksel acıyı kullanmaktır.19 Böylece ergen dayanılmaz olan bu duygulardan kısa süreli de olsa uzaklaşabilir.19 Linehan’a20 göre intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı gibi dürtüsel davranışlar duygu düzenleme sürecinin eksikliğinin doğrudan veya dolaylı sonuçlarıdır ve yoğun duygusal tepkileri düzenleme girişimleridir. Linehan’ın20kendini yaralama davranışını bir duygu düzenleme stratejisi olarak kavramsallaştırması ve bu davranışın üzüntü, korku ve gerilim gibi olumsuz duyguların azaltılmasıyla ilgili olduğu görüşü alan yazında yapılan ampirik çalışmalar tarafından da desteklenmektedir.21, 22 Ayrıca Sheppes ve ark.’nın23 önermiş olduğu ve duygu düzenleme sürecini ve stratejilerini daha da genişleten “değerler sistemi”nde duygu üretiminden sonra kişilerin bu duyguyu düzenlemek için sürekli olarak kendini yaralama davranışını seçtikleri ve zihinde bu davranışın temsilinin olduğunu, yapılacak olan müdahalelerin doğrudan duygu düzenleme sürecine yönelik olması gerektiğini belirtmişlerdir.

Sistematik Derleme Çalışmasının Amacı

Tüm bu nedenlerden dolayı ergenlerin duygu düzenlemede zorluklar yaşamaları ve uygun stratejileri belirleyememelerinin, intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışının ortaya çıkmasına neden olduğu görülmektedir. Dolayısıyla mevcut derleme çalışmasının amacı, ergenlerde duygu düzenleme ve intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışları arasındaki ilişkileri birlikte inceleyen makalelerin bulgularını sistematik olarak derleyip alan yazına katkı sunmaktır. Ergenlerde duygu düzenleme süreçlerinin ve stratejilerinin kendini yaralama davranışına nasıl bir etki yaptığına yönelik bilgilerin sistematik olarak derlenmesiyle, bu konudan muzdarip olan kişilere yönelik verilecek terapi uygulamalarında bir fikir oluşturması ve DSM-5 için bu tanı kategorisini destekleyecek kanıtların bir arada bulunmasına yardımcı olunması da amaçlar arasında bulunmaktadır. Dahası henüz alan yazında bu çalışmanın bir benzerinin olmaması ile birlikte alan yazının bu bulgular ile genişletilebileceği düşünülmektedir.

Yöntem

Tarama ve Seçim Süreci

Bu araştırma, ergenlerde duygu düzenleme ve intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı ilişkisini inceleyen ampirik temelli çalışmaların sistematik derlemesidir. Çalışma, “Preferred Reporting Items for Systematic Reviews and Meta-Analysis” (PRISMA)24 kriterleri esas alınarak yazılmıştır. Alan yazında makaleler “PubMed”, “ScienceDirect/Elsevier” ve “Wiley Online Library” veri tabanlarında taranmıştır. Tarama süreci Nisan-Haziran 2021 arasında gerçekleşmiş ve çalışmaların kapsadığı zaman dilimi son 15 yıl olarak seçilmiştir. Ayrıca sadece dili İngilizce olan ampirik temelli görgül çalışmalar taranmıştır. Bu nedenle taramada sadece İngilizce “adolescent and emotion regulation”, “adolescent and non-suicidal-self-injury”, “adolescent and NSSI”, “adolescent and emotion regulation and non-suicidal-self-injury”, “adolescent and emotion regulation and NSSI”, “emotion regulation and non-suicidal-self-injury” ve “emotion regulation and NSSI” anahtar terimleri kullanılmıştır.

Dahil Etme ve Dışlama Kriterleri

Bu sistematik derleme çalışması için makalelerin dahil edilme kriterleri; çalışmaların ergenlerde duygu düzenleme ve/veya duygu düzenleme stratejileri ve intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışları arasındaki ilişkiyi doğrudan veya aracı değişkenler olarak incelemiş olmaları, çalışmaların başlıklarında veya özet kısımlarında bu anahtar sözcüklerin olması, çalışmaların dilinin sadece İngilizce olması, makalelere erişilebiliyor olunması, çalışmaların sadece ergenlik yaş grubunu örneklemine dahil etmiş olmaları olarak belirlenmiştir. Makaleleri dışlama kriterleri ise; makalelerin meta-analiz veya derleme olmaları, örneklemin psikoza veya zihinsel yetersizliğe sahip ergenlerden oluşması, çalışmaların son 15 yıl içerisinde yapılmamış olmaları, doğrudan duygu düzenleme veya duygu düzenleme stratejilerini ve intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışını değerlendirmeyen ölçeklerin kullanıldığı çalışmalar olması olarak belirlenmiştir. Bu kriterler doğrultusunda toplam 20 makale derlemeye dahil edilmiştir. Şekil 1’de çalışmaların derlemeye dahil edilme süreci PRISMA akış diyagramı ile görsel olarak gösterilmiştir.

Bulgular

Bu sistematik derleme çalışmasında, ergenlerde duygu düzenleme ve intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışları arasındaki ilişkiyi çeşitli şekillerde inceleyen son 15 yıl içerisinde yayınlanmış olan 20 makale incelenmiştir. Çalışmalardan elde edilen bulgular “makaleler, araştırma deseni, örneklem özellikleri ve karşılaştırma grupları, kullanılan ölçekler, elde edilen sonuçlar” olmak üzere 6 başlık altında incelenmiş ve Tablo 1’de sunulmuştur.

Çalışmaların Araştırma Deseni Özellikleri

İncelenen makalelerin on üçü kesitsel ve yedisi boylamsal olarak tasarlanmış çalışmalardır. Boylamsal çalışmaların beşinde 3 dalgalı ölçüm yapılmıştır. Bunlardan dördünde temel ölçümden sonraki 12. ay ve 24. aylarda ve birinde 6. ayda ve 2,5 yıl sonra tekrardan ölçüm yapılmıştır. Boylamsal çalışmaların geri kalan ikisinde ise 2 dalgalı ölçüm yapılmıştır. Bunlardan birinde temel ölçümden sonraki 12. ayda,34 bir diğerinde ise sonraki 6. ayda42 ölçüm yapılmıştır.

Çalışmaların Örneklem Özellikleri ve Karşılaştırma Gruplar

İncelenen makalelerde örneklem olarak ergenlik döneminde olan kişiler tercih edilmiştir. Yaşları en az 10,1 ve en fazla 20 yıldır. Çoğunlukla çalışmalarda 12-18 yaş aralığı örneklem olarak tercih edilmiştir. Örneklem sayısı bakımından en az 53 kişi36 ve en fazla da 3143 kişinin27, 28 olduğu görülmektedir. Cinsiyet açısından kız katılımcıların sayısının bütün çalışmalarda erkeklerden daha fazla olduğu söylenebilir. Hatta sadece örneklemi kız ergenlerden oluşan üç çalışma vardır.29, 30, 35, 39 Katılımcıların bozukluk tanılarına bakıldığında hiçbirinde ciddi bir patoloji olmadığı belirtilmektedir. Sadece bir çalışma sınırda kişilik bozukluğu olan kişileri özel olarak incelemiştir.43

İncelenen makalelerdeki bazı çalışmalarda karşılaştırma grupları genel olarak şu şekilde oluşturulmuştur; intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı sergileyenler ve sergilemeyenler ve bu davranışı hiç, ortaya seviyede sıklıkla ve yüksek seviyede sıklıkla sergileyenler. Bunların yanı sıra sadece bir çalışma farklı bir gruplandırmayı içermektedir ve bu çalışmada; heteroseksüel, homoseksüel, biseksüel ve aseksüel olan kişiler olarak 4 grup belirlenmiştir.44

Çalışmalardaki Duygu Düzenleme Kavramlarının Özellikleri

İncelenen çalışmalarda duygu düzenleme kapsamında birçok farklı kavramın ele alındığı görülmektedir. Çalışmalar incelendiğinde sıklıkla “duygu düzenleme, duygu düzensizliği, ruminasyon, bilişsel yeniden değerlendirme ve dışavurumcu bastırma” kavramlarının diğer kavramlara kıyasla daha çok kullanıldıkları görülmektedir. Diğer kavramlar ise şöyledir; problem odaklı düşünme, tekrarlayan düşünceler, karşı-olgusal düşünme, öngörülü düşünme, uyumlu duygu düzenleme stratejileri (olumlu yeniden değerlendirme, kabul etme, planlamaya yeniden odaklanma, olumlu pekiştirme, perspektife koyma) ve uyumsuz duygu düzenleme stratejileri (kendini suçlama, başkalarını suçlama, ruminasyon, felaketleştirme, olumsuz pekiştirme). Uyumlu ve uyumsuz duygu düzenleme stratejileri sadece bir çalışma tarafından incelenmiştir.32

Çalışmalarda Kullanılan Ölçeklerin Özellikleri

Bütün çalışmalarda duygu düzenlemeyi, duygu düzensizliğini veya duygu düzenleme stratejilerini ölçmek için ölçekler kullanılmıştır. Bu ölçme araçları incelendiğinde duygu düzenleme için şu ölçeklerin kullanıldığı belirlenmiştir: duygu düzenleme anketi (DDA), ruminatif düşünce stili anketi, çocuklar ve ergenler için duygu düzenleme endeksi, duygu düzenlemede zorluklar ölçeği (DDZÖ), çocuklar için duygu ifade etme ölçeği, çocuk olarak duygular anketi, bilişsel DDA - kısa versiyon, Barratt dürtüsellik ölçeği-11, strese tolerans ölçeği, duygu tepkiselliği ölçeği, çocukların duygusal değişkenlikleri ölçeği, çocukların yanıt tarzı anketi (ruminasyon için), ruminatif tepkiler ölçeği ve kendini yaralama davranışının fonksiyonel değerlendirilmesi (duygu düzenleme süreci bu ölçeğin bir alt ölçeği çerçevesinde değerlendirilmiştir). Ölçekler içerisinde duygu düzenleme için en çok kullanılan aracın “DDZÖ” olduğu görülmektedir.

Ayrıca intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışını ölçmek için de belirli bir ölçek kullanan çalışmaların olmasının yanında belirli sorular hazırlayarak doğrudan katılımcılara bu davranışı hiç uygulayıp uygulamadıklarına dair sorular soran çalışmalar da vardır.26, 32 İntihar amacı olmayan kendini yaralama davranışını ölçmek için çalışmalarda kullanılan ölçekler şunlar olarak belirlenmiştir; kendini yaralama davranışı anketi (KYDA) veya bu anketin A bölümü, kasıtlı olarak kendini yaralama envanteri ve basitleştirilmiş formu, intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı iyileşme ölçeği, kendini yaralama davranışının fonksiyonel değerlendirilmesi, kendini yaralama düşünceleri ve davranışları görüşmesi ve görüşmenin çocuk versiyonu, ergenler için risk alma ve kendini yaralama anketi ve kendini yaralama ile ilgili ifadeler envanteri. Çalışmalar arasında intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışını değerlendirmek için en sık olarak kullanılan aracın KYDA olduğu görülmüştür.

Çalışmalardan Elde Edilen Sonuçlar

Genel olarak çalışmaların sonuçları incelendiğinde, intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı bildiren ergenlerin bu davranışı sergileme işlevlerinden biri olarak en sık onaylanan olgunun duygu düzenleme olduğu bulunmuş ve bu iki olgu arasında pozitif korelasyon olduğu saptanmıştır.26, 33, 35, 37, 41Ayrıca boylamsal çalışmaların bazılarında hem duygu düzenleme hem de kendini yaralama davranışı arasında dalgalar boyunca olumsuz bir ilişki olduğu belirtilmiştir. Dahası bu çalışmalarda ilk dalgada bildirilen kendini yaralama davranışlarının sonraki dalgalardaki duygu düzensizliğini yordadığı ve duygu düzensizliğinin de kendini yaralama davranışının yordadığı saptanmıştır.26, 35, 42 Bunların yanı sıra, bazı çalışmalarda da kendini yaralama davranışı sıklığının etkisi incelenmiş ve artan duygu düzensizliği seviyelerinin kendini yaralama davranışı sıklığının artmasıyla bir ilişkisi olduğu bulunmuştur.30, 35, 36

Duygu düzenleme stratejilerinden bilişsel yeniden değerlendirmenin kendini yaralama davranışı ile ilişkili olduğu ve bu stratejinin az kullanılmasının bu davranışı yordadığı bulunmuştur.27, 28, 31, 34 Fakat Voon ve ark.27 çalışmalarında bu stratejinin kendini yaralama davranışı riskine sadece 2. dalgada etki ettiğini ve bu davranışı yordadığını fakat 3. dalgadaki kendini yaralama davranışını yordamadığını bulmuşlardır. Çalışmalarda bir diğer strateji olan dışavurumcu bastırmanın daha fazla kullanımının intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışını öngördüğü ve bu davranışı sergileyen ergenlerde bu stratejinin daha fazla kullanıldığı saptanmıştır.31, 34 Fakat Voon ve ark.27, 28 böyle bir ilişkinin olmadığını belirtmişlerdir.

Ruminasyon stratejisini değerlendiren çalışmaların bulguları incelendiğinde, ruminasyonun artan kullanımının ergenlerde intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışının artmasına neden olduğu gösterilmiştir.25, 39, 40 Fakat Voon ve ark.27, 28 böyle bir ilişkinin olmadığını belirtmişlerdir. Çalışmalarda ruminasyon ve kendini yaralama davranışı ilişkisini farklı değişkenleri de katarak incelemişlerdir. Örneğin Xavier ve ark.40 günlük akran sorunlarının ruminasyon yoluyla kendini yaralama davranışını etkilediğini bulmuşlardır. Ayrıca depresif semptomların da ruminasyon aracılığıyla kendini yaralama davranışı üzerinde etkisinin olduğu saptanmıştır.39, 40 Bunların yanı sıra DDZÖ’nün bir alt ölçeği olan “duygu düzenleme stratejilerine sınırlı erişim” ile intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışını inceleyen çalışmalar bu davranışı sergileyen ergenlerin stratejilere erişimde zorluk yaşadıklarını saptamışlardır.30, 38

Duygu düzenleme ve intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı arasındaki ilişkiye farklı değişkenlerin de etkilerini araştıran çalışmaların bulguları incelendiğinde, duygu düzenlemenin stresli yaşam olayları,32 düşük sıkıntı toleransı ve yüksek duygusal tepkisellik,37 çocuklukta yaşanan fiziksel,31, 36 duygusal36 ve cinsel31, 42 istismar, aile29, 32 ve akran29 ilişkilerinde yaşanan zorluklar, sınırda kişilik bozukluğu43 ve lezbiyen, gay ve biseksüel (LGB) birey olmak44 ile intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı arasındaki ilişkiye aracılık ettiği ve bu değişkenlerin ergenlerin duygu düzenlemede zorlanmalar yaşamalarını, bu zorlanmanın da kendini yaralama davranışlarını artırdığı sonuçlarına ulaşılmıştır.

Tartışma

Bu derleme çalışmasında alanyazında bulunan ergenlerde duygu düzenleme ve intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı arasındaki ilişkiyi farklı değişkenler kullanarak veya kullanmayarak araştıran 20 makale incelenmiştir. Derleme çalışmasına dahil edilen makalelerde duygu düzenleme kapsamında çoğunlukla “duygu düzenleme, duygu düzensizliği, bilişsel yeniden değerlendirme, ruminasyon, dışavurumcu bastırma’’ gibi kavramlar ele alınmıştır. Çalışmalarda ölçümlerin hemen anında veya belirli zaman aralıkları içerisinde yapıldığı ve buna göre ölçülen değişkenlerin zaman içerisinde birbirlerini nasıl yordadığı veya hangi değişkenin diğer iki değişken arasındaki ilişkiye daha çok aracılık ettiği araştırılmıştır.

Çalışmaların örneklem özellikleri incelendiğinde, çoğu çalışmanın yüksek katılımcı sayısıyla yapılmış oldukları görülmektedir. Bu durum çalışmaların etki büyüklüğünün yüksek olabileceği şeklinde değerlendirilmiştir. Fakat bazı araştırmacılar oldukça düşük katılımcı sayısı ile çalışmalarını yapmışlardır.29, 33, 35, 36, 39, 42 Bu çalışmaların biri hariç39 diğerleri örneklemini psikiyatri hastanesinde veya klinikte yatan kişilerden seçmişlerdir. Bu nedenle örneklemlerin küçük olması olağan olarak karşılanabilir ve bulgular dikkate değer olarak değerlendirilebilir. Bunun yanı sıra, çalışmaların çoğunluğunda kız ergen katılımcıların çok daha fazla olduğu ve bazı çalışmalarda sadece kız örneklemin kullanıldığı görülmektedir29, 35, 39 ve bu durumun sonuçların genel popülasyona genellenmesini güçleştirebileceği düşünülmektedir.

Boylamsal çalışmalar genellikle 2 veya 3 dalgada ölçüm yapmak için uygulanmıştır ve bazı çalışmalarda başlangıç ölçümünde elde edilen duygu düzenlemede zorluklar,26, 34, 42 daha az bilişsel yeniden değerlendirme31, 34 ve daha fazla dışavurumcu bastırma27, 28, 31, 34 sonuçlarının diğer ölçüm zamanlarındaki intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışını yordadığı ve çoğunlukla bu ilişkilerin çift yönlü olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlar kapsamında, zaman geçtikçe ergenlerin büyümeleri ile birlikte duygu düzenleme zorluklarının artabileceği ve bu nedenle kendini yaralama davranışının devamlılığının sağlanabileceği ve bu ilişkinin çift yönlü olabileceği düşünülmektedir. Voon ve ark.27 yapmış oldukları çalışmada, bilişsel yeniden değerlendirmenin kendini yaralama davranışını ikinci dalgada yordadığı fakat bu bulgunun üçüncü dalga için geçerli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumun birçok sebebe bağlı olabileceği (örn. örneklem kaybı, yaş, ortam, alışma, çevresel faktörler, vb.) düşünülebilir. Özellikle de ergenlerde bilişsel gelişim açısından bakıldığında, erken ergenlikten geç ergenliğe doğru yaş olarak büyüme sürecinde prefrontal korteksin yapısının geliştiği ve bilişsel kontrolün daha fazla sağlanmaya başlandığı bilinmektedir.45 Ayrıca duygusal uyaranların kullanılmasıyla gerçekleşen bilişsel görevleri desteklediği düşünülen lateral prefrontal korteksin de doğrusal bir şekilde geliştiği bilinmektedir.46 Yani aslında ergenlerin yaşları ilerledikçe duygu düzenlemede daha az zorluk yaşamaları beklenmektedir, çünkü gelişen bilişsel performansın giderek artması kişinin duygu düzenleme becerilerinin de gelişmesine yardımcı olacaktır,47 fakat boylamsal çalışmaların bulgularının çoğu bu durumun bu şekilde olmadığını belirtmiştir. Ayrıca alan yazında intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı üzerine yapılan bir meta-analizde sadece ergenlerin değil, riskli davranışların azalması ve duygu düzenleme becerilerinin kazanılması gereken genç yetişkinlik döneminde (%13,4) ve yetişkinlik döneminde de (%5,5) bu davranışın görüldüğü bildirilmiştir.48 Bu nedenle duygu düzenleme ve kendini yaralama davranışı etkileşimi sürecine başka değişkenlerin de dahil olabileceği ve bu değişkenlerin duygu düzenleme mekanizmasına etki ederek ergenin uyumlu davranışlarını göstermesini etkileyebileceği düşünülmektedir.

Boylamsal sonuçlarla ilişkili olarak kesitsel çalışmalarda da duygu düzenleme güçlüğü ile intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışının aynı anda kişilerde var olduğunun bulunması, bu çalışmalar için de duygu düzenlemede güçlüklerin kendini yaralama davranışını yordadığı ve bu güçlüklerin ciddi anlamda bu davranış için bir risk faktörü olabileceği sonucu karşımıza çıkmaktadır. Kesitsel çalışmaların bazılarının psikiyatri hastanesinde yatılı olan ergenlerden seçilerek yapılmış olması, ergenlerin çok ciddi psikopatolojileri olmamasına rağmen genellikle sahip oldukları depresyon, anksiyete vb. bozuklukların ergenlerin duygu düzenleme süreçlerinden etkilenebilecek bozukluklar olabileceği, ayrıca duygu düzenlemedeki bozulmaların da psikopatolojiler tarafından yordanabileceği düşünülmektedir.49 Green ve ark.,50 bipolar bozukluğu olan kişilerde nörofizyolojik düzeyde duygu düzenleme süreçlerinin beklendiği gibi çalışmadığını belirtmişlerdir. Ayrıca, bu bulgularla tutarlı olarak Davis ve ark.51 kendini yaralama davranışını sergilemiş olan yetişkin bir örneklemle yaptıkları çalışmada, depresyon ve anksiyete düzeylerinin yüksek ve duygu düzenleme becerilerinin ise düşük olduğunu bulmuşlardır. Fakat depresyon ve anksiyete bozukluğu kontrol edildikten sonra da bu ilişkinin var olduğunu belirtmişlerdir. Dolayısıyla bu patolojilerin var olan veya sonradan oluşabilecek duygu düzenleme güçlüğünü daha da artırabileceğinden kendini yaralama davranışlarının uygulanmasını pekiştirebileceği, fakat kesin sonuçlar olmamasından dolayı patolojiler ve duygu düzenlemede zorluklar arasında bir yordama sürecinin değil de korelasyonel bir ilişkinin olabileceği düşünülmektedir.

Söz edilen bu boylamsal ve kesitsel çalışmaların bulguları çerçevesinde alan yazındaki diğer çalışmalarda da, ergenlik döneminde duygu düzenleme güçlüğünün oluşmasında özellikle de ergenin yaşamış olduğu stresli durumların veya başka değişkenlerin, ergenin duygu düzenleme mekanizmasını etkileyebildiği49 ve duygu düzenlemede bozulmanın da risk alma davranışı ile karakterize edilen ergenlik döneminde bulunan kişinin kendini yaralama davranışını artırabileceği belirtilmiştir.52 Bu nedenle, derlemede bulunan çalışmalardaki diğer bulgular incelendiğinde, duygu düzenleme ile intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışı ilişkisi ile birlikte başka değişkenlerin de incelendiği ve çoğunlukla duygu düzenleme süreçlerinin iki değişken arasında dolaylı bir aracılığa sahip olduğu görülmektedir.25, 43 Bu durum da bize duygu düzenleme sürecinin ergenlerde birçok değişkeni etkilediği, onlardan etkilendiği ve aslında oldukça önem arz eden bir konu olduğunu göstermektedir.

Bunun yanı sıra çalışmalarda aile ilişkilerinde29, 32 ve akran ilişkilerinde29, 40 zorluklar veya sorunlar olmasının duygu düzenleme sürecinin bozulmasına neden olduğu ve kendini yaralama davranışına etki ettiği bulunmuştur. Ergenlik döneminde aile ve akranlar ergenin sosyal çevresinin önemli bir kısmını oluştururlar.53 Ergenlerin duygusal gelişimleri aile ve akran bağlamında gelişmektedir ve bu nedenle sert ve çatışmalı aile ortamlarında büyüyen ergenlerin duygusal yeterliliklerinde eksikliklere neden olabilmektedir.54 Ayrıca aynı şekilde soğuk ve çatışmalı arkadaş ilişkilerine sahip olunması da duygusal ve psikolojik süreçleri bozabilmektedir.55 Böylece destekleyici olmayan ve belirli mekanizmalara zarar veren bu ortamların, ergenin duygu düzenleme becerilerini zayıflatarak daha çok riskli davranışlara (örn. kendini yaralama) yönelmelerine neden olduğu düşünülebilir. Bu bulguları doğrulayacak şekilde ergenlerde depresif semptomların veya belirtilerin ruminasyon aracılığıyla kendini yaralama davranışını yordadığına yönelik olan bulgular da çalışmalarda bulunmuştur.39, 40 Bu bulgular çerçevesinde alanyazındaki birçok çalışmada özellikle depresyon geçmişi olan ergenlerin çok daha fazla ruminasyon stratejisini kullandıkları gösterilmiştir.56 Dolayısıyla bu olumsuz duygulanım sürecinin ergenin daha uyarlanabilir davranışları sergilemesini engelleyebileceği düşünülmektedir. Ayrıca ergenlik döneminin zorlu bir süreç olmasıyla birlikte yaşanılan olumsuz yaşam olayları ile ergenlerde depresyonun görülmesinin artabileceği ve depresyonun ruminasyona neden olabilmesinden dolayı ergenin kendini yaralama davranışı gibi davranışları sergileyebilmesinin mümkün olabileceği düşünülmektedir.

Ayrıca, incelenen bazı çalışmalarda özellikle de çocukluk istismarının duygu düzenleme ve kendini yaralama davranışına etki ettiği görülmektedir.31, 36, 42 Çocuklukta yaşanmış olan istismarlar, duygusal, davranışsal, bilişsel vb. becerilerde gecikmelere, eksikliklere veya başarısızlıklara yol açan gelişim bozukluklarına neden olabilir.57 Bu bozulmaların özellikle de çocuk yaş olarak büyüdükçe devam ettiği ve nörobiyolojik açıdan stres tepkilerinin bozulmasına neden olabileceği58 ve bu durumun da riskli davranışların sergilenmesine katkı sağlayabileceği düşünülebilir. Bu nedenle diğer sonuçların yorumlarıyla tutarlı olarak, istismar geçmişine sahip olmanın stres mekanizmasını bozarak duygu düzenleme becerilerinin gelişmesini engellediği ve bunun da kendini yaralama davranışını yordadığı düşünülmektedir. Ayrıca yine bu çalışmalarla ilişkili olarak Fraser ve ark.44 yapmış oldukları çalışmada LGB ergenlerin daha fazla duygu düzenleme güçlüğü ve daha fazla kendini yaralama davranışını sergilediklerini bulmuşlardır. Cinsel azınlıkların mağduriyet, önyargı, ayrımcılık gibi durumlar yaşamaları onlarda kronik stres oluşumuna neden olabilmektedir ve bu deneyimler de kişinin mental sağlığını bozabilmektedir.59 Böylelikle LGB ergenlerin sık sık yaşadıkları akran baskıları, zorbalıklar, aile ve çevreden kaynaklı stresli yaşam olaylarının ergenlerin duygu düzenlemede zorluk yaşamalarına ve kendini yaralama davranışını sergilemelerine neden olabileceği düşünülmektedir.

Bunların yanı sıra, Somma ve ark.43 duygu düzensizliğinin kendini yaralama davranışı ve sınırda kişilik bozukluğu özelliklerini yordadığını ve bu üçü arasında ilişki olduğunu bulmuşlardır. Bu durumla ilişkili olarak Linehan,20 dürtüsellik ve kendini yaralama davranışı gibi semptomların sınırda kişilik bozukluğu olan kişilerde, duygu düzenleme güçlüğünün doğrudan veya dolaylı sonucu olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle ergenlik döneminin ergen gelişimi ve beyni üzerinde etkilerinin çok yüksek olmasından kaynaklı olarak, duygu düzenleme güçlüğüne neden olabilecek her durumun ergenin sınırda kişilik bozukluğu özelliklerine ve sonucunda intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışlarına katkıda bulunabileceği düşünülmektedir.

Sonuç

Bu sistematik derleme çalışmasında, ergenlerde duygu düzenleme ve intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışını çeşitli yönlerden araştıran çalışmalar geniş kapsamlı olarak incelenmiştir. Mevcut derleme çalışmasının daha önce yapılmamış olmasından dolayı alan yazına katkıda bulunabileceği düşünülmektedir. İncelenen çalışmalar, ergenlik dönemindeki kişilerin duygu düzenlemede zorluklar yaşadıkları ve ergenin duygu düzenleme güçlüğü sonucu intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışları sergileyebileceği ve zaman geçtikçe de bu davranışların ve duygu düzenleme ile ilgili sorunların devam edebileceğini göstermiştir. Ayrıca çalışmalarda, akran ve aile ile yaşanan zorluklar, olumsuz yaşam olayları, çocukluk dönemi istismarı, belirli patolojilere sahip olmak vb. gibi durumların özellikle de duygu düzenleme süreci üzerine etkilerinin olduğu ve dolayısıyla ergenlerde intihar amacı olmayan kendini yaralama davranışlarının görülme sıklığını artırdıkları gösterilmiştir. Bu sonuçlar bağlamında, ergenlik döneminde kişilerin duygu düzenleme de zorluklar geliştirme risklerinden dolayı uygulanacak olan tedavilerin öncelikle duygu düzenleme güçlüğünü düzeltme adına olabileceği, ayrıca kendini yaralama davranışı gibi riskli davranışların ergenler arasında yaygın olması ve aslında bir halk sorunu olması durumundan dolayı okullarda ergenlerin sık sık belirli taramalardan geçirilmesi ve koruyucu önlemlerin alınması gerektiği öne sürülebilir. Ayrıca, sürece etkisi olabileceği düşünülen bazı durumlara sahip ergenler (akran sorunları, istismar, aile problemleri vb.) belirlendikten sonra, ergenlerin duygu düzenleme güçlükleri geliştirmemeleri üzerine, hem bireysel hem de grup olarak sık sık duygu düzenleme süreçlerini etkileyebilecek ve becerilerini geliştirebilecek çalışmalar veya aktiviteler yapılmasının ergenlerde yaş ilerledikçe de görülebilecek olumsuz davranışların ve psikopatolojilerin gelişmesinin önlenmesinde katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.